Sessizlik, geceyi bir bıçak gibi yardı,
İhanetin dili, kanatılmış bir mektup oldu.
Güven dediğimiz köprü çöktü bir anda,
Ve biz, enkazın altında *kendimizi* bulduk.
Gözlerinde kırılan aynalarımın parçaları,
Her biri, bir yalanın izini taşıyor şimdi.
Dokunduğum ten, artık yabancı bir ülke,
Sınırlarımızda vize vermeyen bir kalakaldık.
Zaman durdu, saatler *aldatılmışlıkla* çarptı,
Her saniye, bir kurşun gibi saplandı belleğe.
"Affetmek" dedin, ama bu yara kapanmaz ki,
Çünkü ihanet, *ruhun mezarlığında* bir çığlık.
Belki de aşkımız, küllerinden doğmayan bir anka,
Ölümü bile göze aldık, ama *ihanet* pusu kurdu.
Artık ne sen benim ne de ben senin olacağım,
Çünkü bu ihanetin mahkemesinde **pardon yok**.
Kayıt Tarihi : 16.10.2025 22:40:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
bir yaranın değil, ruhun kırıldığı anı anlatır
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!