Bize bir kürek verildi, daha ilk nefesten.
Dediler: "Bu senin payın, başla toprağı deşmekten."
Bu uzun bir görev, yavaş ve pek zorlu,
Her gün, santim santim kazılır bu sonlu yolu.
Ve bir yarış bu, kör bir telaş sardı herkesi,
Kim daha derine inecek, kimin daha düzgün izi?
Övünür kimi, ne çabuk attı toprağı,
Unutur, kendi mezarıdır bu kurduğu görkemli yapı.
En iyi işçi kim, bu anlamsız şantiyede?
Alkışlarız birbirimizi, batan güneşe karşı beyhude.
Ah, mutluluk...
O, aptalların inancıdır, parıltılı bir hiç.
Gözünü kapayana ne güzel bir rüyadır,
Güneşi bir yalanla boyar, uykuyu kutsar.
Gülerler çukurun başında, bilmezler derinliği.
Ama uyanık olmak...
Uyanmak, bilmektir.
Hissedemezsin ellerini, ayaklarını.
Çünkü ait olmadığın bir hayata hapsedilmişsin,
Prangaların farkına varmaktır uyanmak.
O dondurucu ağırlık çöker omuzlarına,
Buz keser kanın, görürsün gerçeği.
Görürsün:
Herkes yarışır, en güzel mezarı kazmak için.
Sen bilirsin:
Tek ödül, o çukura ilk girmektir, belki.
Kayıt Tarihi : 29.10.2025 20:00:00
 
 
 
 
 Şiiri Değerlendir
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!