Boşa akan gözyaşları
Çaresizlik…
Elinde bağırsağından arta kalanları tutuğun bir torban oldu mu?
Torban;
Kendi bağırsaklarını artık çıkacak delik bulamadığında, karnından açılan,
İçine senden kalanların aktığı,
Torba.
Artık bilirsin, yara;
Öyle büyüktür,
Öyle…
Hayat elinde bir torba.
Çıkış deliği kapalı…
…
Sonradan gelenler aklına, acı yatağında
Yüzün tavanda;
Ne ettim ki, ne buldum dünyada?
…
Bir serçe kuşu düşer yuvadan,
Annesi terk etmiş yuvayı; ama bence ölmüş
Hiçbir anne terk etmez yuvasını…
Karlarının içine düşer yavru serçe
Donmak üzereyken bir inek üzerine sıçar;
Hareketlenir, sıcak, sıcacık, hareketlenir yaşama
Oradan geçen bir kedi hareketini görür ve onu boktan çıkarır
Kedinin midesinde hem serçenin bedeni hem de ineğin boku karışır.
…
Karışırız bizde;
Tıpkı annelerimiz bizi doğurduğu tam o anda.
Annelerimiz ıkınır, bizi iter dünyaya, bok durur mu,
Bulaşırız birbirimize…
Başlangıç ve bitiş noktası aynı anda başlar,
Annelerin temiz boku tenimize değdikten sonra.
….
Ağlamak,
Hani ilk nefesin
İlk cehenneme isyanımız
Bağıramayanların kalçalarında
Tokat!!!!
…
Ağlamak,
İlk öğrendirilen,
Öğrenirken acıyı tatmamız.
…
Sahte göz yaşları var tabii, büyüdük
Sıkışınca,
Ağladığında
Anne yavrusu
Bir faşist olsa da
Erir…
Önce kendi ruhumuz ölür,
Sonra ruhumuzdaki kalan göz
Kalan görebileceğimiz gözümüz
Damlalar
Öksüz akarken ürperir
Aslında
İlk o an doğmuştur:
Namussuz, şerefiz, Allah’sız ağlar
Acı
Yüce terbiye
Terbiyesiz!!!!
Hakan Karaduman
Hakan Karaduman
Kayıt Tarihi : 27.5.2025 19:55:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!