yanılmıyorsam eğer
96 yazında,
şehri İstanbul'un karanlık bir sokağında,
gelip durdu gözlerimde
mavi gözlü esmer bir çocuk...
-adı Mustafa-
Dağların dorukları dumanlı olur
Geriye dönmez savaşçılar...
Fırtınayla yıkanmıştır ömürleri
Karla yıkanmıştır yüzleri...
Bu yüzden asla vedalaşmaz
Devamını Oku
Geriye dönmez savaşçılar...
Fırtınayla yıkanmıştır ömürleri
Karla yıkanmıştır yüzleri...
Bu yüzden asla vedalaşmaz
bende bu şiirle masum insanlara olanları anlatmak niyetindeydim...7 şehit verdiğimiz bir günde elleri sopalı taşlı çocukların polisle çatıştığı günlerde insanların birbirlerine satırla döner bıçağıyla silahla savaş açtığı bugünlerde bir nebze olsun deva bulmaya çalıştım bu şiirle...
boş tepsilerle vardılar dağlara.
şivan düşürdüler bağlara.
figanlar ulaşmıyor yoz dağlara.
bize gelince özgürlük ha,
ne diye boyun eğerler aşiret ağalara..........doğu anadolunu töre cehennemini bilmeyen insani bakar olay boyutuna.,bazıları ise çıkarları gereği. olan benim masum insanına oluyor. yoksa bir yere varacaklarından değil.
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta