Misisipi`de ölmek kadar eski sana dokunamamak
Blues renginde bir ömrün içinden
Ve birazdan eteğinde iyot taşıyan kızlar
Yeni doğan çocuklara seni nasıl sevdiğimi anlatacak Ve başlayacak ilk masalım:
bilirsin
Gözlerindeki bahar esintisi biliyorum ki ölümüme neden olacak
Ve hazırım bahar esintilerine
Yüzlerce soğuk namlu üzerime çevrildi,
Yüzlerce demir tetik aynı anda gerildi!
Anne, beni söğüdün gölgesinde vurdular,
Öpmeye kıyamadığın oğlun yere serildi.
Üşüştü birer birer çakallar üzerime,
Üşüştü her bir yandan göğsüme, ciğerime.
Devamını Oku
Yüzlerce demir tetik aynı anda gerildi!
Anne, beni söğüdün gölgesinde vurdular,
Öpmeye kıyamadığın oğlun yere serildi.
Üşüştü birer birer çakallar üzerime,
Üşüştü her bir yandan göğsüme, ciğerime.
Misisipi'de ölüm ve sevgiliye dokunamamakla başlayan şiir gene ölüm temasıyla bitiyor. Kullanılan negatif imgeler ve çağrışımlar bu ana temayı destekliyor. 'Düğün yeri' ve 'çorak topraklar'ı aynı dizede buluşturan şair, 'düğün yeri' ve 'ayrılık' ı da eş anlamlı görüyor. Aynı şekilde 'kavuşma türküsü' ve 'ayrılık' ile 'yemişe durmuş ağaçlar' ve 'sensizlik' de aynı dizelerde buluşuyor. Kavuşmak beraberinde ayrılığı getirirken, düğün yeri de bereket getireceği yerde çorak topraklar getiriyor.
Ayrılık ve ölüm temalarının hüküm sürdüğü şiir her ne kadar bir yalnızlık ve kavuşamama şiiri gibi görünse de, şairin yaşadığı gelgitler ve kullandığı pozitif imgeler şiire olası bir umutlu yaklaşımı da mümkün kılıyor. Sevgiliye olan aşkını yeni doğan çocuklara anlatmayı seçen şair, aşkının da aynı bir çocuk gibi büyüdüğünü anlatıyor. Şair uykusundan dikenli kaktüs çiçeğine uyansa da, bu kaktüsün 'kadife çandan çiçeğiyle umut dolu' olduğunu öğreniyoruz bir sonraki dizede. Ateşin küle dostluğunu dosttan saymayan şair düşleri ve gerçeği arasında gidip geldiği gelgitlerine rağmen 'dalga sesine düşüyorum tutunuyorum okyanusun hafızasına' dizesinde içinde sonsuz sayıda hayatları, gelgitleri, düşmanları, yokluğu ve bereketi barındıran okyanustan beslendiğini, belleğini bu engin güçten aldığını belirterek sonsuzlaşıyor. Şiirin başlığının da 'Blues Renginde Ölmek' olduğunu gözönüne alırsak, okyanusun 'mavi'sini de hatırlamadan edemeyiz. Boğulacaksan büyük denizde boğulacaksın!
Misisipi'de ölüm ve sevgiliye dokunamamakla başlayan şiir gene ölüm temasıyla bitiyor. Kullanılan negatif imgeler ve çağrışımlar bu ana temayı destekliyor. 'Düğün yeri' ve 'çorak topraklar'ı aynı dizede buluşturan şair, 'düğün yeri' ve 'ayrılık' ı da eş anlamlı görüyor. Aynı şekilde 'kavuşma türküsü' ve 'ayrılık' ile 'yemişe durmuş ağaçlar' ve 'sensizlik' de aynı dizelerde buluşuyor. Kavuşmak beraberinde ayrılığı getirirken, düğün yeri de bereket getireceği yerde çorak topraklar getiriyor.
Ayrılık ve ölüm temalarının hüküm sürdüğü şiir her ne kadar bir yalnızlık ve kavuşamama şiiri gibi görünse de, şairin yaşadığı gelgitler ve kullandığı pozitif imgeler şiire olası bir umutlu yaklaşımı da mümkün kılıyor. Sevgiliye olan aşkını yeni doğan çocuklara anlatmayı seçen şair, aşkının da aynı bir çocuk gibi büyüdüğünü anlatıyor. Şair uykusundan dikenli kaktüs çiçeğine uyansa da, bu kaktüsün 'kadife çandan çiçeğiyle umut dolu' olduğunu öğreniyoruz bir sonraki dizede. Ateşin küle dostluğunu dosttan saymayan şair düşleri ve gerçeği arasında gidip geldiği gelgitlerine rağmen 'dalga sesine düşüyorum tutunuyorum okyanusun hafızasına' dizesinde içinde sonsuz sayıda hayatları, gelgitleri, düşmanları, yokluğu ve bereketi barındıran okyanustan beslendiğini, belleğini bu engin güçten aldığını belirterek sonsuzlaşıyor. Şiirin başlığının da 'Blues Renginde Ölmek' olduğunu gözönüne alırsak, okyanusun 'mavi'sini de hatırlamadan edemeyiz. Boğulacaksan büyük denizde boğulacaksın!
Misisipi'de ölüm ve sevgiliye dokunamamakla başlayan şiir gene ölüm temasıyla bitiyor. Kullanılan negatif imgeler ve çağrışımlar bu ana temayı destekliyor. 'Düğün yeri' ve 'çorak topraklar'ı aynı dizede buluşturan şair, 'düğün yeri' ve 'ayrılık' ı da eş anlamlı görüyor. Aynı şekilde 'kavuşma türküsü' ve 'ayrılık' ile 'yemişe durmuş ağaçlar' ve 'sensizlik' de aynı dizelerde buluşuyor. Kavuşmak beraberinde ayrılığı getirirken, düğün yeri de bereket getireceği yerde çorak topraklar getiriyor.
Ayrılık ve ölüm temalarının hüküm sürdüğü şiir her ne kadar bir yalnızlık ve kavuşamama şiiri gibi görünse de, şairin yaşadığı gelgitler ve kullandığı pozitif imgeler şiire olası bir umutlu yaklaşımı da mümkün kılıyor. Sevgiliye olan aşkını yeni doğan çocuklara anlatmayı seçen şair, aşkının da aynı bir çocuk gibi büyüdüğünü anlatıyor. Şair uykusundan dikenli kaktüs çiçeğine uyansa da, bu kaktüsün 'kadife çandan çiçeğiyle umut dolu' olduğunu öğreniyoruz bir sonraki dizede. Ateşin küle dostluğunu dosttan saymayan şair düşleri ve gerçeği arasında gidip geldiği gelgitlerine rağmen 'dalga sesine düşüyorum tutunuyorum okyanusun hafızasına' dizesinde içinde sonsuz sayıda hayatları, gelgitleri, düşmanları, yokluğu ve bereketi barındıran okyanustan beslendiğini, belleğini bu engin güçten aldığını belirterek sonsuzlaşıyor. Şiirin başlığının da 'Blues Renginde Ölmek' olduğunu gözönüne alırsak, okyanusun 'mavi'sini de hatırlamadan edemeyiz. Boğulacaksan büyük denizde boğulacaksın!
Güzel anlatım ve imgeler...Tebrikler.
Bu şiir ile ilgili 4 tane yorum bulunmakta