Gün dönümü gelir çoban sürüsüyle yola düşer.
Geçilir sırayla Beğiş, Avdan, Ovacık üçer beşer.
Göç kervanları dağları tepeleri teker teker aşar.
Akarca muğarının buz gibi suyu olukdan taşar.
Bizim yaylalarımız, suları gürül gürül dağlarımız.
Obalarda, Yurtlarda Alacıklar, Çadırlar kurulur.
Kara Kuyu, Ak kuyu suları buz gibi kar suyudur.
Yaylalarımızda yılkılar gezinir yavruları dorudur
Bizim yaylalarımız Batı Torosların en sonudur.
Bizim yaylalarımız, ecdat yadigarı dağlarımız.
Yaylalarımız yaz gelince neşelenir, şenlenir.
İnsanlar huzur bulur, çocuklar koşar eğlenir
Obalarda hatıralar canlanır türküler söylenir.
Adettir gece yatarken canavar ağzı bağlanır.
Bizim yaylamız, huzur kaynağı yaylalarımız.
Ocaklıkta Katran dalı, çalbağa ,tezek yakılır.
Peynir ve tereyağı için koyunlar keçiler sağılır.
Sütler çekilir kaymak ile yufka dürmeç yapılır.
Çileli, cefakar anaların, bacıların elleri öpülür.
Bizim yaylamız, hayatın kaynağı dağlarımız.
Tezekle yakılan ocaklardan dumanlar tüter.
Çadırlarda isli tencerede acılı tarhana pişer.
Olunmaz tadına doyum, herkes zevkle içer.
Kolay değil dağları dolaşmak, ayaklar şişer
Bizim yaylamız, huzur kaynağı dağlarımız.
Yurtlarda güneş geç doğar, ikindi erken batar.
Uykusuzdur çoban kuşluk gelir gelmez yatar.
Çerçiler gelir, incik, boncuk; ayna, tarak satar.
Kuzu, oğlak, sıpa sesi yaylamıza huzur katar.
Bizim yaylalarımız, neşe kaynağı dağlarımız.
Yaylamız gündüz sıcak, gece soğuk, sabah serin.
Sağlam yapılıdır erkekler, kızlar mahcup ve narin.
Kuyularımız taş yapıdır, çapı dardır, dibi çok derin.
Zordur yaylalar esas kahrı çeken; ana, bacı, gelin.
Bizim yaylalarımız, çile ve özlem dolu dağlarımız.
Gün batımında sürüler dizi dizi yamaçlara dağılır.
Karakoyun, kırkeçi taze ot, taze kekiklerde yayılır.
Kayıp varmı diye her sabah sürü teker teker sayılır.
Taze süt, yağlı peynir enfestir, sürü her gün sağılır.
Bizim yaylamız, hayat dolu huzur dolu dağlarımız.
Sürüleri seyretmek güzeldir, yamaçlarda, etekte.
Uçuşur arılar, bal olur çiçekler, altın sarısı petekte.
Çobanlar temkinli Canavara karşı eller hep tetikte.
Girer sürüye bir iki demez boğazlar, bırakır yedekte.
Bizim yaylalarımız, hayat ve huzur dolu dağlarımız.
Burcu burcu kokan Nane Ruhu yaylamızın çayıdır.
Sarp yamaçlarda, çağşakta yetişir çiçekleri sarıdır.
Olgunlaşma zamanı Temmuz sonu, Ağustos ayıdır.
Nane ruhu çayının tadına çay sevmeyen bile bayılır.
Bizim yaylalarımız, hayat ve huzur dolu dağlarımız.
Yörüklerin barınağı, meskeni kara çadır yedi kanat.
Kara çadırı ayağa kaldırmak, kurmak ayrı bir sanat.
Omurgası üç direk, tepesinde ağaçtan oyma çanak.
Havadardır içi, çadırda yaşayan asla olmaz bunak.
Bizim yaylalarımız, hayat ve huzur dolu dağlarımız.
Çobanların seslenişi karşıki tepelerden duyulur.
Temmuz ayında kar söbü karda, çatakta bulunur.
Nerdek ile yapılan Çığşatma leğen ile sunulur.
Yiyenler üşür güneş altında kepenekle uyunur.
Yaylalarımız, hayat dolu, huzur dolu dağlarımız.
Ziyarete çıkmak zordur, yamaçları gevşek.
Dört bir tarafı sarptır, geçit vermez çağşak.
Kuzular meleşir koyunu tamamen Sağsak.
Yörük kervanları yol alır, gitsede ağır aksak.
Yaylamız, hayat dolu huzur dolu dağlarımız.
Kuzeyde kalır Gölovanın yaylası eski ismi Müğren.
Güneydedir Kumluca ilçesinin yaylası Karacaören.
Batısı şirin Elmalımızın yaylalarından Büyük Söğle.
Ziyaret’in doğusundadır Sımandır Yaylası, işte böyle.
Bizim yaylalarımız, hayat dolu, huzur dolu dağlarımız.
Beydağları adı gibi yörük beylerinin, yiğitlerin yaylası.
Ziyaret Batı Torosların, Beydağlarının görkemli zirvesi.
Zirveden seyredilir Elmalı dahil Antalya'nın beş ilçesi.
Çok güzeldir güneşin batışını Ziyaret'ten seyretmesi.
Bizim yaylalarımız, huzur ve hayat dolu yaylalarımız.
Yaylamızında pek bulunmaz mağaralar ve inler.
Sarp ve yalçın kayalar kuzgunların sesiyle çınlar.
Keklikler ötüşür, ürken tavşan taştan taşa tünler.
Uçuşur yayla serçeleri çok iridir, bıldırcına benzer.
Bizim yaylamız, huzur dolu hayat dolu dağlarımız.
Vardır yaylamızın dörtyüz kusur senelik fermanı.
Yaylaların çiçeği, suyu, havası hastaların dermanı.
Çobanlar beklerler dönüş için Güzle'deki harmanı.
Deri peyniri ve tereyağı taşır dönüşte göç kervanı.
Bizim yaylamız, hayat ve huzur dolu dağlarımız.
Bilmem, bilen duyan var mı? bu bende ki düşünce.
Güzleye göç zamanı çobanlar yaylalardan göçünce.
Yitik hayvanını aramaya gelen buralardan geçince.
Ziyaret’in inim inim inlediğini duyar kulağını verince.
Bizim yaylalarımız, hayat ve gizem dolu dağlarımız.
Ayağında yün çorabı ile çarığı, omuzunda kepeniği.
Salınarak yürür yanı başında tasmalı çoban köpeği.
Belinde dolu harbiliği ve omuzunda tek kırma tüfeği.
Düşürmez çoban elinden, pıynar ağacından değneği.
Bizim yaylalarımız, çobanlarla hayat bulur dağlarımız.
Tepelerin arasında küçük küçük yemyeşil çukur ve alan.
Uzaktan bakan sanır ki bu yeşilliği veren Çayır ve Çimen.
Yanına varan görür, yeşil rengi veren dikenli yassı Geven.
Çeşit çeşit Kekikler, Safran, Sarıot, Sütleğen ve Kardelen.
Bizim yaylalarımız, burcu burcu kekik kokan dağlarımız.
Çayırda oynarlar; Kabak Pişti, Çelik Çomak, Uzun Eşek.
Yörüğün pılıpırtısı; koyun postu, kıl çulluk, yorgan döşek.
Alır sazı eline, tutturur bir oyun havası, aşka gelir Köçek.
Anasından hiç ayrılmaz, sevimlidir deve yavrusu Köşek.
Bizim yaylamız, hayatın pınarı, neşe kaynağı dağlarımız.
Sürüsünün ardında yorulunca çoban, taş başında oturur.
Belindeki kavalı kargıdandır, kuşağından çıkarır öttürür.
Dalar geçmişe, özlemle sevda ile yanık bir türkü tutturur.
Eğer sürüsünü kendi güdemezse, yanaşmasına güttürür.
Bizim yaylamız, çobanla, sürüyle hayat bulur dağlarımız.
Çobanlar kar çukurundan kar getirir sırtında suyu akarak.
Nane ruhu çayı toplanır yamaçlarda kayalardan sekerek.
Yürümeyi sevenler dağları gezer, tepeleri, sırtları aşarak.
Tadını bilen Kadıbarmağı, Çiğdem kazar toprağı deşerek.
Bizim yaylamız, hayatın pınarı, neşe kaynağı dağlarımız.
Temmuz 2017
İbrahim KARAY
Kayıt Tarihi : 15.12.2018 23:47:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yaylamızı ve yaylamızdaki hayatı anlatmaya çalıştığım bir şiir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!