Kışlak düzlüğünden meryemçil beline,
Gökyüzünden düşler yağıyor.
Ebem kırçıl çadırda bağdaş kurmuş,
Elinde kirmen yün eğiriyor.
Dedemse bir köşede namazına durmuş,
Az ötede tarhana pişerken;
Gözlerim ocaklığa seğiriyor…
Şu kuşluk vaktinde,
Gelin bacılar uyanmış,
Kimi süt sağıyor;
Kimisi de tandırın altını yakıyor.
Yanı başımızda dağın etekleri,
Buram buram kekik yarpuz kokuyor…
Biraz uzakta bir çift kangal;
Koyunların içine uzanmış,
Keskin gözleri zirveye taşınırken,
Dağlara taşlara meydan okuyor.
O kartalların vahşi sesleri,
Kulakları tırmalayıp kayalara çarpıyor…
Yağız atlar tımarında,
Taylar bozkır düzlüğünde;
Tepinerek cirit atarken,
Yavaş yavaş güneş solmuş,
Gün batmaya yüz tutarken,
Yaylak bozkırına aman,
Bir yorgunluk çöküyor.
Kayıt Tarihi : 1.4.2015 21:52:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!