Bitmez sanıyordum ama bitti. Bu kadar acıtacağını sanmıyordum bu evden ayrılmanın beni.
Nedense ayrılıklarda insan hep iyi ve güzel şeyleri anımsıyor.
Şu küpleri İzmir yolundan almıştık… Halıdaki yeşil mum lekesinin sorumlusu sendin.
Söndürmeyi unutup uyumuştuk. Sabah kalktığımda halıda yeşil,koca bir mum birikintisi vardı…
Kapıdan sana bakışımı hatırlıyor musun?
Sorumlusu ben değildim ya, oh, istediğim gibi bakabilirdim sana.
Beraberliğimiz boyunca ne çok hırpaladın beni. Neyse, oldu bitti artık.
Biliyor musun, artık beni üzemeyeceksin… bunu düşündükçe rahatlıyorum.
Çalışma odanda istediğin kadar vakit geçir. Dolapların senin işte ferah ferah…
Ne aptallık, seni zorla çiçek almaya götürmüştüm. Balkona çiçek dikersek
sanki evin içinde de çiçek açacaktık. Küçük güveç kapları almıştım.
Nane likörlü balık yapmıştım. Nereden geldi aklıma bunlar? ... Neyse…
Aslında sayende zayıfladım da… Beni kınaman çok dokunuyordu bana.
Lokmalarımı sayıyordun yemekte… Şimdi gülüyorum yazarken, ama sana çatal batırmayı isterdim o anlarda.
Bir Pazar akşamı aniden yemeğe gelmişlerdi arkadaşlarımız. Bezelye vardı… Pilav yapmıştım.
Bezelyenin kıyması kokuyor diye yemeği çöpe boşaltmıştın. Acaba o gün neden öldürmedin seni?
Aslında acaba neden öldürmedim diye düşündüğüm çok an var, ama hayret,geçip gitti hepsi…
Şu anda ağlıyorum, ağlıyorum ama kendime sinir olduğumdan ağlıyorum.
Bana bütün bunları yapmana izin verdiğim için ağlıyorum.
Gitmeden, içimde ne varsa dökeceğim hepsini. Artık rahatladım.
Artık bir başkasını seversin diye korkmayacağım.
Artık eve geç kalmaktan, yemeği beğenmeyeceğinden,
evde bir şeye zarar vermekten, uyumaktan, banyoda muslukları açık bırakmaktan korkmayacağım.
Artık istediğim kadar ballı ekmek yerim…
Çok komik, şu anda görsen beni salya sümük ağlıyorum. Sevinçten ağlar gibi. Oh, sonunda bitti…
Her şeyi topladım… Bütün eşyalarımı, kitaplarımı, kasetlerimi, fotoğraflarımı, tabaklarımı, çoraplarımı, ne varsa işte…
Gitmeden senin bütün fincanlarını ve mavi bardaklarını kırmak var ama…
Niye bu kadar acıyor kalbim? Niye bu kadar zavallı hissediyorum kendimi? Nasıl yaptın bana bunu? Nasıl yaptırdım kendime bunu?
Bitmez sanıyordum, bitti. Oysa ne güzel başlamıştı. Ne güzel karşılaşmıştık…
Ne güzel şeyler yaşattın bana ‘iyi bir avukat olacaksın’ derdin hep.
Sen inandırmıştın beni işimde yükseleceğime. ‘Bir boktan anlamıyorsun, cahilsin kızım,
kitaptan madde ezberlemekle olmaz avukatlık, hayata aç gözlerini’ derken de seviyordum seni.
Benim için konuşuyordun, beni uyarıyordun…
Çok içki içmene, eski sevgililerini anlatmana da kızmıyordum.
Çok kıskanıyordum seni. Bu kadar çok sevgilinin olması kahrediyordu beni…
Şimdi düşünüyordum da mahsus yapıyormuşsun demek ki. Oysa ilk günlerde nasıl el üstünde tutardın beni…fotoğraflarımı çekerdin…
Tamam işte itiraf edebilirim.
Sen evde yokken çalışma odanı karıştırp, eski fotoğraflarını ve sevgililerine ait notlarını buldum.
Hepsini okudum. Senden nefret edeceğime daha çok sevdim seni. Deli gibi…
Karşılaştığımız o sabahı anımsıyorum. Ne güzeldi… Selim Bey’in ortağı Derya Hanım senin avukatındı. Nasıl da aşıktı kadın sana…
Ama sen benimle ilgilenirdin. Senin yüzünde az çekmedim o kadından. Senin yüzünden neler çekmedim ki aslında…
Yemeğe çıktığımız o ilk akşam…
Hepsini zaten niye anlatıyorum ki? Anımsamak istemeyen sensin.
Bu ayrılığa nasıl da sürükledin beni… Senden nefret edeyim diye elinden geleni yaptın…
Ah, ediyorum işte şimdi… Bravo bana söylettin, evet… Vicdanın rahat değil mi şimdi? ‘Ayrılalım’ diye ben dedim sana…
Bu yüzden şimdi rahat rahat içiyorsundur içkini ve kim bilir kiminlesindir.
Telefonlarda sesin değişmişti, evde sorunlar çıkarmaya başlamıştın,
ne yapsam beğenmiyordun, her şeye bahane buluyordun. Ben ne yapıyordum? Katlanıyordum.
Aferin bana. Neden aferin bana? Çünkü sevgime emek harcıyordum.
Sevgime emek harcarken karşımdaki ne yapıyordu? Seyretmiyordu bile..
Bu ilişkiyi ayrılığa hazırlıyordu. Amacı neydi? Bana söyletmek…
‘Tamam yeter, ayrılalım artık…’
Ayrıldık işte…
Bundan sonrası daha güzel olacak, biliyorum. İlk birkaç hafta kanar kalbim. Sonra yavaş yavaş geçer…
Kayıt Tarihi : 12.3.2012 14:40:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!