Çok uzun değil çoğunuzdan gösterişsiz olduğu gibi, belki fazlasıyla acemidir, inanın delirmedi sadece biraz ara verdi.
Akşam, adamın cebindedir
İskarpin, ceket ve kravatla kapıda belirir
Kadının ocağındadır akşam
Adam çıkarır cebinden ay ve geceyi
Duvar örünce
Duvar örümcek
Duvar ördükçe
Duvar lar örümcek
Duvar gittikçe
Duvar daki örümcek
senin dilinden baktım bir kere
delirmemek üzere tuttum kendimi
senin dilinde her şeyin bir tamı var
kulağına dokunmak marifetse
beni açıklamak beyhude
çektim seni yani tabureyi
oturdum seni kenara
masayı, kurdular seni bana, donattılar
söyledim seni garsona, içkimi
içtim çok yudumladım senhoş oldum, sarsen
döndün sen, başım
Ilık bir rüzgar ile geldin
Kuruldun şehre
Engel tanımadan, kimseye sormadan
Haftalar ardından gökü de getirdin
Kedinin ve köpeklerin ıslandığı
Seni seviyoruz fakat
Yol ayrımında ipek örerler
Gömleği ütülü bir gençti
İpe kör erler vurdular bir ezan vaktine beş kala
İpe atlet dizilirdi, mermi icat olduktan sonra
Birer atıcıydı ipe kör erler
Düğüm atmasını bilmezlerdi, kötü
Cebinde elini taşırdı adam
İçinde taşıdığı pek çok şey gibi
Sabrını, elbet yumruğunda
Ve çenesinde ve dişlerinde taşırdı
Kamburdu fakat
az önce dündüm
bilmem nedir bugün
yaşıyorum yaşayacağım ben
de yarın
taraf tutmadım ne taraftaysan belleğim
Gece karanlık
Gece aymaz ve yılışık
Gündüz
Güneş sarı, güneş çırılçıplak
Biliyorum tenleri kavuracak, başakları
Olduracak, meyveler serecek önümüze bir bir
Bir uzun zamandı bulduğumuz sevi
Bir uzun yoldu günbatımına
Bir ışığı kovalardı kedim durmadan
Başımı alıp pencereme adamlar yaratırdım
Yedi kat yerden yedi kat
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!