Bugün denize girmedim,
içine indim biraz.
Gökyüzü omzuma dokundu,
ayaklarımda yosunların sessiz soluğu.
Tuz, suya değil
bir şiire karıştı içimde.
Biraz sustum,
biraz gülümsedim suya bakarken.
Dalga
göğsüme çizdi geçici bir sır,
saçlarımda rüzgâr,
avuçlarımda serin bir iz
biraz deniz kızı oldum o an.
Gökyüzü
bir annenin ninnisi gibiydi.
Avuçlarımı okşadı nazikçe;
susturulmamış çocukluklar
omuzlarımdan süzüldü.
Maviyle mühürlenmiş yalnızlıklar
ve içimde
bir şey, hemen geri dönmek istemedi.
Yukarı bakıyorum
ince bir su perdesi aralanıyor,
gökyüzü usulca uzanıyor
dalgaların ötesine.
Orada bir ışık var
ve ben,
tam da oraya varmak istiyorum.
Suyun içinde konuşan bir kalptim;
bir taş kadar ağır,
bir balık kadar hafif,
bir sır kadar suskun.
İlk kez
bu kadar dokunabildim kendime.
Bir kaya seçtim kendime
denizi dinleyen,
suskunluğun taşı olan bir kaya.
Kulağımda
hiç kimsenin bilmediği bir şarkı:
belki dalgaların dilinde,
belki göğün içime fısıldadığı
bir şiirdi bu.
Kıyı yakındı
ama ben uzaklaştım.
Ne ayak izi kaldı kumda,
ne sesim döndü geriye.
Ve sonunda döndüm kıyıya
üstümde gizli pullar,
gözlerimde
yalnızca bir mavilik kaldı.
Biraz deniz kızı oldum,
ve biraz da kendim.
Kayıt Tarihi : 22.7.2025 13:46:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!