Bırak yüzsün özlem, alevlerin kucağında.
Bir bebeğin gülüşünde kalsın sevincin.
Solmuş bir yaz gülü
Ya da dağlarda bir zakkum,
Acı bir sevdanın çiçeği.
Kaf önce hafif hafif düşüyorsun sonra
kızıl kızıl dağılıyorsun elimde kalıyor iki nokta
atıp kırmızı bir gül kalbimin tam ortasına
kaçıyorsun mevsimlerden mevsimlere
tahtı çalınmış bir padişahım oysa
kayboluşunu arayan hesapsız yolculuklarda
Devamını Oku
kızıl kızıl dağılıyorsun elimde kalıyor iki nokta
atıp kırmızı bir gül kalbimin tam ortasına
kaçıyorsun mevsimlerden mevsimlere
tahtı çalınmış bir padişahım oysa
kayboluşunu arayan hesapsız yolculuklarda
'Bırak gitsin sana gelmeyen', bu cümle iki taraflı özgürlüğün öteki adıdır. Sevene ve sevilene aynı imkanları sağlar. Kutlarım bu güzel anlatım için. Kimi cümleler vardır, adına kitap yazılır. Saygıyla .
bu kadar da çok yanar mı insan düştüğü ateşte!..yanarken su olunur,akarken yar!..:))))aşk işte!..
kutluyorum sevgilerimle...kalemin iyisini!....
İşte bu!
Gerek “mecazî aşk” olsun, gerekse de “ilâhî aşk” , her ikisi de yoğurup kavuran, olgunlaştırıp pişiren “özlem”dir… Bunu, Mevlânâ : Hamdım, piştim, yandım!...” ifadesiyle, çok mükemmel bir tarzda anlatır…
Olgunlaşmanın, hamlıktan olgunluğa geçmenin yoludur yanmak… Gerçek aşkın vuslatı bu yangınladır. Aşk yanmaktır; yanılmadan yanmak!... Kavrulmadan, kor olmadan, kül olmadan aşktan bahsetmek abesle iştigâldir…
“Bırak yüzsün özlem, alevlerin kucağında.
Bir bebeğin gülüşünde kalsın sevincin.”
Aşk, ancak özlemlerle alevler denizinde yüzdüğü an olgunlaşacaktır. Sevinçler, bebeğin çocuk gülüşlerinde kalsın. Büyümek için, yanmak gerek özlem yüklü alev denizlerinde.
“Solmuş bir yaz gülü
Ya da dağlarda bir zakkum,
Acı bir sevdanın çiçeği.”
Bu yakıcı alev, solgun bir yaz gülü ya da dağlarında zakkum bırakacaktır sevdasına çiçek olarak. Kavrulmak gerekecektir bunun için de. Zordur bu sınav.
“Denize vuramamış ay ışığı,
Boynunu bükmüş dalga,
Beklemekten yorulmuş martı...”
Sevincin emaresinin dahi olmadığı halet-i ruhiyelerle sınanmak… Yakamozların bulunmadığı, dalgalarının bile boynunu büktüğü denizlerde yüzmektir aşk… Bu denizler ki, martılarının bile yorgunluğu, hep beklemekten, özlemektendir…
“Bir balığın kanadında pul,
Uçurtmanın kuyruğunda renkler
Ve tükenmeyen kalem olmak...
Olmazı düşleme bırak!”
Bir balığın kanadında pul, uçurtmanın kuyruğunda renk ve tükenmeyen kalem olmak; sevincin, neşenin, özellikle de yanmadan, yunmadan, aşka ulaşmanın sembolü olabileceği için, bunları düşlemek olmaz!... Eğer böyle olursa ateş-i aşk olmaz… “Heva vü heves” olur… İnsan-ı kamil ve gerçek aşka ulaşılamaz!...
Öyleyse :
“Bırak gitsin sana gelemeyen,
Bırak uçsun sırtında taşla
Kanadı bağlı güvercin.
Bırak alevinde yansın sevda,
Yandıkça büyüyerek.”
Daha bir üstüne gitmek gerek bu sevdanın!... Aşk bir alevse, özlem onun körüğüdür. Özledikçe artacaktır bu ateş, saracaktır her yanı; büyüyecektir yürek yürek ve kocaman olup Ferhatlaşacaktır, Keremleşecek, Mecnunlaşıp çölleri aşacaktır…
Ah..Bu sevdalar yandıkça büyür,büyüdükçe alevler sarar, sönmez artık yüreklerde, olmazı düşlere bıraksada korları bırakmaz..Sayın Hocam sizlerde şiir sevenlerinizi bırakmayın..
Bu şiir ile ilgili 5 tane yorum bulunmakta