Ben fazla yaşadım, bora, kar ve alevler içinde; 
Asırlara uzamış hayallerim, güneşler içinde; 
Susuzluğumu gidermişim bir çöl dönüşünde; 
Zigguratlarında yeşermişim Mezopotamya’nın; 
Yeşermişim Babil’in Asma Bahçeleri’nde. 
Galü Bela’dan yürümüşüm yıllara yangın yürekli 
Alevlerine gömülmüşüm sevda efsanelerinin, 
Hep kendi küllerimden dirilmişim; dinç; 
Hep kendi seyir defterimi dürmüşüm; 
Kendi sefer defterimi açmak üzere. 
En gizemlisini yaşamış ve yaşatmışım; 
Piramitlerde putlaştırmışım dehlizleri; 
Taş lahitlerinde yatmışım asırlar boyu, 
Taş sandukaları eskitmişim yüreğimde, 
Sevda harmanlarında dinç kalmışım. 
Bir Zümrüd-ü Anka Tapınağı’nda; 
Sur üfürdüğünde ululanmış bir nefes, 
Yankısıyla tüm kainatı saran bir ses; 
Dürerken karanlığını hiçliğin son deminde, 
Erimişim sevdanın ezeli erdeminde. 
Galü Bela’dan buyana susuzmus dudaklarım; 
Hiçliğini örmüşüm örümcek gibi sabırla, 
Dokumuşum Zümrüd-ü Anka teleklerini; 
Sevmişim gür pırıltılarında Ab-ı Hayatı; 
“Enel hak” demişim gerçekler karşısında; 
Nesimi'leşmişim, Mansur'laşmışım; 
Nurlanmışım Bir Zümrüd-ü Anka misali; 
Küllerimden diriltmişim yüreğimi, 
Sevmişim, sevmişim, sevmişim.
Kayıt Tarihi : 18.12.2003 20:07:00
 
 
 
 
 Şiiri Değerlendir
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
 
 



TÜM YORUMLAR (1)