Tahrip gücü yüksek bombadır kelimeler.
Bazen konuşmak,
Bazen yazmak uzunlamasına…
Yokluğun anlamlandığı zamanlardan sıyrılıp,
Varlığın kanatlandığı güne doğru yürürken;
Ağzında bir çiçekle gelir üstümüze zaman.
Eski son, yeni başlangıç olan çiçekle.
Ve birlikte yürürüz, hayatın saydam caddelerinde. Derinlemesine düşünceler çivi yazılarıdır, kazınır. Etilerden kalma bir Âdem olan zihnimize.
İnsan her sabah uyandığında, bilmediği bir güne, Onulmaz saflığını yaşayarak başlıyor, dillenen bebeklerin.
Aynı günde neler yaşanıyor,
Uyurken ve başını koyduğunda yastığa…
Bir dede dolgunluğunda anımsıyor ne varsa.
Beşikten mezara ezcümle ömür gibi…
Otların ıslık çaldığı kırlar var bir yerlerde.
Ağustos böceklerine eşlik ederek,
Attığın adımın tabanları yaktığı toprakta…
Suyun aktığı yerde, ayak nizamında dizili taşlar. Rüzgârla dolaşmak kırlarda,
Renklerle tatmak bağı bahçeyi…
Üstünkörü bir sarhoşluğu yaşıyor zaman.
Anlam anlamlandırmak; anlamak,
Akıl ve idrak...
Kapılmak bir cereyana ve çekmek kendini tekrardan düze.
Koyulmak akıntılara ve çıkmak hepsinden, boğulmamacasına…
Soluk soluğa bir muharebeyi yaşama,
Şarapnel gibi dağılan hece düzenleri arasında…
Berlin duvarı örmüş, kabullenmemecesine düşüncelerin,
Ve Çin Seddi boyunca savunma hattı oluşturan zihinlerin,
Birbirine katılmaksızın süren savaşlarında…
Otların ıslık çaldığı bayırlar var bir yerlerde.
Ağustos böceklerine eşlik ederek…
Kavuran sıcaklarda,
Serinleten nehirler var.
Temiz toprak üzerinde sırtüstü,
Arı kuşlarının ve zamanla yarışan bulutların,
Güneşle parsel kapma telaşlarını,
Erişilmez haz ve saf zihinle izlemek;
Özensiz seçilmiş bir ağaç gölgesinde.
Kayıt Tarihi : 23.7.2018 16:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!