Bir veda ile kal, nazar-ı hicr ile yandı gönlümün zarı
Bir amak-ı sükuttur ki söndürmez bala-yı aharı
Sana mebni harab oldum, döner mi baki eşkarı?
Ne çare, bir veda kaldı, ne de nalan bir nigarı
Serap oldu cemalinle tecella-yı temennam
Çekildikçe zebun etti hayal-i mah-ı hicram
Rehadan bihaber kaldı nihan-ı can ile ağma
Gidip de dönmeyeceğini bildim, sustu kelam
Bir afet-i sükundan geçerken maceramız
Tefekküre saplandı firakın inkisarız
Nazarımda donanmıştı felek, avare arzu
Bİr ''bak'' dedim, ne gam kaldı, ne şevk-u ihtiramız
Sükun ettim lisanımda tükenmiş lal-i efkar
Ne derdim? Gidişin güya ezelden yazılmış yar
Biraz kal diye feryad etse de derunum,
Nefesim yarıda bitti, bir nihayet gibi ikrar
Süzül gözlerime son defa, bir levha-i ateş
Taakul eyle ki her seyrin olur matemle eş
Zemini göğe bağlayan bir inhiraf-ı nev-piriz
Ki gitmek senden olur, kalmaksa bende kabus-i keş
Ben aciz, sen aziz, bu mukadder ruz-ı inkar
Ne sen bendeydin ey yar, ne de ben kaldım ar
Bir ''hoşça kal'' dedim, lakin içimde bin efkar
Gönül yandı, irade sustu, sanki kalmadı karar
Şimdi mazinin eşiğinde bir avaze-i huzun
Ne vuslat kaldı geride ne bahar-ı sükun
Sana ey yad-ı serabi, son kezdir bu nüzun
Görüp gitmekmiş aşkın en habis suret-i pun
Kayıt Tarihi : 21.11.2025 00:34:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!