BİR VEDA ANI
Istanbul'da yağmurla başlayan bir günün ilk saatlerinde; bilerek,isteyerek sırıl sıklam bir durumda yürüyorum.Gömleğim tenimde ten.Pantalonum denize girmiş gibi...Saçlarım alnıma düşmüş...Yağmur damlacıkları tüm yüzümden süzülmekte...Birilerinin gittiğinde hissedilenlerin habercisi gibi sanki.Anlıyorum yağmurla karışmış gözyaşlarımın süzüldüğünü...Tuzlu gibi tadı...Sıcak yaz gecesi portakal renkli kanepemizde oturuşumuz geliyor aklıma...Yudumladığımız bitki çayları...Son gecemizin burukluğunda tüm heyecanları yaşama arzumuz...ve Yaşadıklarımız.
Gecenin en karanlığında sarmaş dolaş balkondan bakışlarımız...Sayılı dakikaları birer birer tüketirke,çok yakından duyulan sabah ezanı...Hiç bu kadar dokunmamıştı...Deldi de geçti adeta.Gözlerimiz tam doksan dereceden süzüyordu birbirlerini...Seni hiç böyle görmediğimi söylüyorum.melek güzelliğinde yüzün...minik ellerin ellerimdeyken...kızıl saçlarına,menekşe gözlerine dalıyorum...Uyusak dedim titrek bir sesle.İşe gideceksin bir tanem...Başını salladın sessizce.Sabah olmuştu.Ne çare ki yüreğimiz birlikte bile olsa bedenimiz ayrılacaktı.Çayımızı yudumlayacak hal kalmamıştı.Ne sende ne de bende.Ne varki anılara anı katmak adına aynı bardaktan bir sen içtin bir de ben..bir sana bir bana...Tarak olmuştu parmaklarım saçlarında..Tüm evin içine boş gözlerle bir kez daha baktım.Sanki bir daha gelmeyecekmişim gibi.
Son buselerle kapımızı kilitledik..Sözler verdik..yeminler ettik.Asansörde iki kez indik çıktık.Zamandan zaman çalmaydı.'Madem ki gidiyorsun' diyerek.
Geriye dönmez savaşçılar...
Fırtınayla yıkanmıştır ömürleri
Karla yıkanmıştır yüzleri...
Bu yüzden asla vedalaşmaz
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta