Bir şiir olsam
Gözlerinden daha zengin
Kafiye bulamam
İstanbul'un şanı
Yüreğin Anadolu’nun tarihi
Sana dokunmak
Ellerimin en büyük talihi.
Sana bakmak ölüm
Sana bakmak yaşam
Seni görmek
En ince çizgi.
Bir şiir olsam
Seni anlatmak isterdim.
Nazım bile anlatamaz seni.
Sen şairlerin en büyük derdi.
Kayıt Tarihi : 9.12.2025 17:46:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir Şiir Olsam” Şiirinin Hikâyesi Bu şiir, bir gecenin sessizliğinde doğdu. Şair, İstanbul’un ışıklarıyla dolu bir pencerenin önünde oturuyordu. Uzaklardan gelen vapur sesleri, karanlığa karışan martı çığlıkları… Her şey bir anlığına sustu, sadece kalbinin sesi kaldı. Sevdiği biri vardı… Onu ne kelime tam anlatabiliyordu, ne de cümle taşıyabiliyordu. Bir bakışı hem ölümü andırıyordu, hem de yeniden başlatıyordu yaşamı. İşte bu ikili his, şairin yüreğinde en ince çizgiye dönüşmüştü. Her şair gibi, kelimelere sığınmak istedi. Ama fark etti ki, ne kadar büyük şairler varsa, hepsi bile bir araya gelse onu anlatmaya yetmezdi. Nazım’ın cesareti, Orhan Veli’nin sadeliği, Cemal Süreya’nın aşkı… Hiçbiri sevdiğinin yüzündeki bir tebessümü bile taşıyamazdı şiirlere. Ve o an düşündü: “Ben bir şiir olsam, sadece seni anlatmak isterdim.” Bu dize doğduğunda, dünyanın bütün kafiye kuralları önemsiz kaldı. Çünkü sevdiği, İstanbul’dan da büyük bir şan, Anadolu’dan da eski bir tarihti onun gözünde. Ellerinin ona dokunması bir mucizeydi, bir talih… Şiirin her satırı, içinde sakladığı büyük aşkın minik bir itirafıydı: Seni anlatmak imkânsız, ama susmak daha büyük bir acı. Bu yüzden yazdı… Her dize, bir nefes oldu. Her kelime, onun yüreğinden düşen bir parçaydı. Ve şiir bittiğinde, şair kendi kendine fısıldadı: Sen şairlerin en büyük derdiydin… ama benim ömrümün en güzel cümlesi.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!