bir sessizlik tutturduk
kenarından ısırılmış zaman gibi
duruyor öylece - ne ileri
ne geri
ne de bir gülüşün tam ortası
herkesin sustuğu şeyler vardır
bir de konuşamadıkları
biz ikisini karıştırdık biraz
biraz geceye, biraz da boşluğa bıraktık
belki o yüzden bu kadar ağır çekiyor sokaklar
belki o yüzden kapılar hep aralık
ve biz hiç girmiyoruz içeri
şimdi bir pencere düşün
hiç açılmamış
perdesi rüzgârla değil,
iç çekişlerle dalgalanıyor
orası benim tarafım mesela
seninkini bilmiyorum
çünkü sen de artık biraz
eski bir şarkı gibi çalıyorsun içimde
bir tını var
kulağıma değil, ömrüme çarpıyor
bütün yolları denedik aslında
bazılarını yürüyemedik
bazılarını tanımadık
bazılarına bizden önce yalanlar varmış
onlara bastık
ve sustuk
bir huzur bulmadık belki
ama bir yön duygusu edindik
o da bir şeydir
bir harita gibi katlıyorsun kendini bazen
açtığımda hiçbir şehir tutmuyor
hiçbir yer sen olmuyor
ama yine de
o yolların hepsi seni arıyor
bu da yetiyor bazen
bazen…
bir bazenin içine düşüyoruz
yumuşak, ama derin
dibe varınca insanı gökyüzü unutur sanıyorduk
meğer sessizlikmiş unutan
Gidiyoruz, çünkü kalmak başka bir acıydı
bir sabah gibi kırılıyoruz ama
akşam gibi toparlanıyoruz sonra
yani her gece doğuruyor kendini
gökyüzü boşuna değil bu kadar karanlık
bir ışık saklıyor içinde
bizim de gözümüz alışacak nasılsa
anladık ki:
kaybolmak bazen bulunmanın provası
bütün çıkmaz sokaklar
bir gün sessizliğe değil
bir tür neşeye varır
bir gülüş kadar sürsün istedik hayat
ama ağlamayı da öğrendik
bir çiçeğin topraktan korkmadığını gördük
ve kendimize biraz yer açtık
şimdi daha hafifiz
çünkü bazı yükleri bırakınca
insan ne çok yürüyebildiğini fark ediyor
yani umut dediğin
öyle büyük laflarla gelmiyor
bir pencerenin önünde büyüyen çiçek kadar
sessiz, sabırlı, sebatlı…
ve bir gün
öyle bir sabah olacak ki
biz artık beklemeyeceğiz
çünkü beklediğimiz şey
biz olmuşuz çoktan
ve son
bir sessizlik tutturduk gidiyoruz
gideceğimiz yer belli değil
ama gittiğimiz yol
artık bizden yana
her düşüş bir başka denge
her yalnızlık
bir başka birlikte olma biçimi
biz
yıkılmadık ama yıkıldık sandık
şimdi
toprağı tanıyan kökler gibiyiz
nerede duracağımızı değil
nerede yeşereceğimizi düşünüyoruz
çünkü
dinginliğe varan her iz kutsaldır
ve her sessizlik
bir gün
bir sevince dönüşebilir
Kayıt Tarihi : 12.9.2025 10:06:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.