Bir Mercan Tanesi Şiiri - Eyüp Aytimur

Bir yaz kavruğunda
Salkım salkım üzüm toplayan
İki nakışlı elleriyle
Şaşkınca birkaç bakış; meraklı
Dilinde uzun uzadıya patika
Ve kalp tanesi avuçlarında
Selamladı gözyaşlarını sırılsıklam,
Gülümseyen o mercan gözleriyle.
Sorarım:
Bu doğan bir can mıdır?
Yahut derdest edilmiş taneleriyle
Derinlerde çırpınan Mercan mıdır?

Pınar serinliğinde ellerini
Ve tomurcuklarını yüzündeki -menekşe kokulu-
Hatta kat kat giyinmiş cennet aynalarını
Terkettiren isyanısın benliğinden
Pür-i pak yorganlara ilham kanatlarını.
Gayrı edilen secdeler yalım duvarlara
Kanatlarsa ancak iblis dolu kitaplara
Değil artık kilimlere, kadehlere, seraplara…

Bir rüyadaymışçasına koşmaktasın
Adım adım yakındığın parke taşlarında
Ardında uzun uzadıya bir yol
Bir halıymışçasına çekiledurur
Çekense,
İki keskili narin elleriyle kısacık bir kol
Acıktın galiba
Safir kokulu sümbüller aldım sana
Epey de yorgun görünüyorsun
Geç uzan şu mor siyah bulutlara

Bilirim: Ne çare
Kavruk zihninde yeşeren
bir manolya yaprağına olan
özlem narasını dindirmeye!
Ve bilirim: toplar avuçlarına
Sarımtırak alıç tanelerini gözyaşların
İzaran derler bizim orda bilirsin,
Bak en tepede işte, orda bilirsin

Neyseki avuçlarımızda kuruyemiş taneleri
Bu yaş dolu gözaltları emin ellerde
Ve sellerinde en eğreti umut kırıntıları
Düne, bugüne ve yarına
Avuç avuç serpilen kırıntıları.
Ak gerdanlıklara gebe kanatlarındır
Ve karanlık gömleğin işte yalnızlığın
Çıkar üstündeki gerdanlıkları
Görmek istiyorum boynundaki lekeni
Ve avuçlarında gizleyemediğin
Su toplamış parmak izleri
Ve çıkar üstündeki bütün karanlıkları
Görmek istiyorum ardına sığmayan kanatları

Şimdiyse bir büyük harita Gülhane köşesinde
Kuzeyde sen, güneyde sen
Ve avuçlarında seyreden
Gök taneleriyle yalım yanakların
Düşlemekte birkaç nesirle
Nazım’dan metinler istemekte
Ve sevmekte, Ümit Yaşarın oğlunu sevdiği kadar.
Soluklanır bir tutam pencere semasında

Dalları eteklenmiş ahlar ağacından
Çarşaf çarşaf serilen mendil içlerine
Sarılmak isteyen yağmur damlalarından
Bütün bir göğün bulut bulut serpilişine
Ve en içlerimize konan saçının sellerine
Aşığım artık kaşına, gözüne ve ellerine
Gam yemez oldu içimdeki bu gürhan
Sapasağlam ruhum ellerine kavuşmuşken
Nişanesi sarılmak semada ve anadan üryan.
Sevdim seni cennetin peygamberi sevdiği kadar
Ve istedim Yakub’un Yusuf’u istediği kadar.