Bir menekşe kokusunda seni arıyorum,
Ama bilirim, menekşeler kokmaz ki!
Belki de aradığım, o unutulmuş bahçende,
Kokusuz çiçeklerde kalan izindi...
Ellerim boşlukta, tutamadığım bir buğu,
Rengarenk sessizliğin ortasında kayboldum.
Koklayamadığım her mor yaprak,
Seni hatırlatan bir sır oldu.
Belki de özlem, kokusuz çiçeklerde gizli;
Yokluğun en derin sesi, en hüzünlü rengi.
Menekşeler susar, ama ben yine de
O solgun taçyapraklarda seni dinlerim...
Aramak, belki de koku değil,
O mora boyanmış hatıranın ta kendisi.
Kokusuz menekşelerde aradığım,
Gözlerimde tüten bir sis aslında...
Bir menekşe kokusunda seni arıyorum,
Körpe tomurcuklar bile sustu şimdi...
Ama bilirim, menekşeler kokmaz ki!
Belki de aradığım,
Yağmur sonrası toprakta kalan
Islak izlerindir.
Gün batımı menekşeye boyarken dağları,
Ellerim boşlukta tutamadığı bir buğu.
Her mor yaprak: *dilinde unuttuğum bir şarkı,
Koklayamadığım her çiçek: *Sana uzanan bir köprü.
Toprak anlar sessizliğini en iyi,
Kök salmış özlemler gibi...
Yokluğun en keskin rengi düştü avuçlarıma:
Mor bir sessizlik ki
Rüzgâr bile kıramaz onu!
Belki de özlem, kokusuz çiçeklerde gizli;
Sen gidince öğrendim:
En derin acı
En derin yara,
En solgun renkte saklı..
Ben yine de eğilip dinlerim
Toprağa düşen taçyaprakları!
Aramak, bir menekşenin içinde
Hiç var olmamış bir baharı aramak..
O mora boyanmış hatıranın *tohumları
Şimdi gözlerimde çiçek açıyor
Kayıt Tarihi : 20.9.2025 22:02:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!