Oturdum usulca daldım bir süre
Bina sustu duvar sustu yol sustu
Düşündüm, yaş gelmiş elli küsüre
Günler sustu aylar sustu yıl sustu
Ömür denen günden güne eridi
Gün görmeyen için için çürüdü
Aksak gelen biri, ayak sürüdü
Beden sustu kollar sustu el sustu
Öfkeli gibiydi, sürat asıktı
Oturdu yanıma dişini sıktı
Selam verdi lakin sesi kısıktı
İçi sustu dışı sustu dil sustu
Diyemedim birşey, kaldım öylece
Ne bir kelam oldu ne tek bir hece
Akşamın sonunda başlarken gece
Sokak sustu cadde sustu il sustu
Yaşı var belli ki yetmişe yakın
Diyecek oldum ki; abicim bakın!
El kaldırıp dedi: Konuşma sakın
Beniz sustu yüzü sustu çil sustu
Daldı derinlere durdu bir zaman
Yaktı bir sigara çekti bir duman
Torbadan çıkarttı kirli bir keman
Sazlar sustu mızrap sustu tel sustu
Kalkıp gidecekken, beni önledi
Raks etti parmaklar yaylar inledi
Doğa sessiz kaldı onu dinledi
Ağaç sustu yaprak sustu gül sustu
Durduk ara ara öykü anlattık
Şiir yazdık, acılara bal kattık
Bir mendili iki kişi ıslattık
Duyan sustu gören sustu kul sustu
20 Temmuz 25
Nevzat Bayramoğlu HürdemiKayıt Tarihi : 22.7.2025 09:17:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hepimizin her zaman anlatacak bir öyküsü, söylenecek bir türküsü vardır...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!