Bu defa,
sesini yitirmiş ellerimle
kalakaldım kar yığını içinde.
Birazdan yol işçileri gelip
kürüyecekler ellerimle birlikte kuşları da.
Mutsuzluklarına bir de bizi katacaklar,
omuzları daha ağır dönecekler evlerine.
Oysa biz yalnızca birbirimizin omzuna ağırdık.
Neyse, geçelim bu kardan muhabbeti…
Ellerinde duralım!
Hep bir söyleyecek sözü olan ellerinde,
tutunduğumda — kısa bir an —
çizgileri tek tek ellerime dökülen ellerinde…
Ve,
parmak uçlarıma kuşların yüzünü bırakan;
ekmeğiyse asla kalbinden değil,
en az acısın diye en kıyısından bölen ellerinde…
Tam orada duralım
ve dinleyelim,
kar altında kalmış çizgilerin çığlığını.
Çığlık!
Çırpınış…
Beyaz havada siyaha çalan bir kuş ölümü;
parmak uçlarının içe kapanık halleri.
Ellerimden dökülen çizgiler…
Lafın kısasını sevenlere:
Buz gibi bir kar vedası.
Uzun uzun anlat diyenlere ise
gökyüzünü gösteriyorum
Havada asılı kalmış
bir kuş vedası…
Kayıt Tarihi : 10.11.2025 22:50:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!