Bir kadını ağlatmak çok zor olmasa gerek.
Her an,
Her şeye ağlayabilirler:
Mesela bir filme,
Radyoda çalan bir şarkıya,
Hatta kendisine yazılan bir şiire…
Bahanesi varsa eğer ağlamaya.
Ama......
Bir kadının hıçkırığı,
Hıçkıra hıçkıra ağlatmak,
Yürekten ağlatmak çok zordur.
Eğer bir kadın yürekten ağlıyorsa,
Onu ağlatan,
En zayıf yerinden yakalamıştır.
Ulaşmıştır imkânsız denilen duvara,
Yani yüreğine.
O yüreğin değerini bilmeyen,
Her defasında gözünü bile kırpmadan batırmıştır iğnelerini.
İşte o zaman değişmeye başlar her şey.
Bir yumruk düğümlenir boğazına,
Nefesi kesilir.
Yutkunamaz,
Nefes bile alamaz.
Canı çok yanmaya başlar.
Gözleri dolar.
Hemen ağlamamak için,
Elinden geleni yapsa da,
Başlar gözlerinden süzülmeye.
Önce bir iki damla,
Sonra çoğalır istemsizce.....
Sanmayın gidene ağlar.
Giden yine de gider.
Peki ya giderken,
Kopardığını sormadan alıp gittiğinde?
Peki ya bıraktığı yara?
Asıl odur onu ağlatan,
Perişan eden.
O yaranın hiç kapanmayacağını bilir;
Kapansa da izinin kalacağını,
Baktıkça onu hatırlayacağını bilir.
Aslında o yüzden,
Hıçkıra hıçkıra ağlar kadın.
Ağlamak kadınları olgunlaştırırmış.
Her damla daha da kadın yaparmış.
Çünkü akıttığı her gözyaşı,
Hayatına bir çizgi olurmuş.
Biz de fark etmeden akıl yürütüyoruz:
"Ağlamayın, zaten değmezmiş ona!" diye...
Oysa o,
İçindeki zehri kusmaya çalışıyormuş.
Çünkü kadınlar ağlamazlarsa ölürler.
İçindeki acıyı dışarı atmanın tek yolu bu,
O yüzden çokça ağlarlar.
İlerleyen zaman içinde,
Bir yol bulmaya çalışırlar kendilerine.
Kendileriyle barışık,
Kendisiyle dertleşen,
Etrafına sel verip sır vermeyen,
Ama......
Yapyalnız bir kadın yaratırlar kendilerine.
Ya günahkâr olmamak için,
Ya da o günaha düşmemek için,
Nefislerini köreltirler.
Sadece kendilerini savunmayı öğrenirler.
Yürekten anlayan kadınları çok göremezsiniz.
Çok vazgeçerler,
Zamanla ağlamaktan da vazgeçmiş olurlar.
Etrafınızda tek başına,
Hep evlenmekten korkan,
Yeni bir hayat kurmaktan kaçan,
"Varsa iş, yoksa iş" diye yaşayan çok kadın var.
Peki neden?
Cevap basit:
İnançlarını kaybetmişler.
Sevmekten,
Sevilmekten,
Vazgeçmekten...
Hep kendi doğrularına inanmışlar.
Kim kendilerine zarar verdiyse,
Kabuğuna çekilmişler.
Unuttukları hep yanlış kadınlar,
Hep yanlış erkekler demek.
O zaman neden sevsinler ki?
Etrafınızda yürekten ağlayan bir kadın varsa,
Bilin ki olgunlaşıyordur,
Ya da olgunlaşmaya başlamıştı.
Sırf bu yüzden,
Aşka olan inancı,
Gün ve gün azalmıştır artık.
Aşkın masallarda olduğuna bile inanmazlar.
Çünkü onlara göre doğru değil.
Çünkü inancı yeterince kırılmıştır.
Çölde su olsan, "Serap!" deyip gelmezler yanına.
Kayıt Tarihi : 10.11.2025 22:32:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!