Dağ dağa kavuşmuyor; güneş,
Her akşam bu vakitlerde,
Kucaklaşıyor dağla...
Her akşam buluşup, yanıyorlar birlikte...
Bu arada tavşan küsmüş dağa,
Dağın haberi yok;
Hem sanki, pek te umurunda...
Bir bulut,
Bulut bir yaramaz, bölüyor güneşi ikiye.
Saat tam altıyı çeyrek geçe,
Bu güne mahsus;
Bu benim gördüğüm,
Daha kimbilir kimler gördü...
Sonra, sonra mı?
Bütün haşmetiyle kucaklıyor dağ güneşi...
Bu her akşam böyleymiş; görenler söylüyor.
Dağ koskocaman ama saf; buluşmadan önce güneşin,
Kaç kapıyı çaldığını nerden bilecek...
Alı alına karışmış güneşin, dağın moruna;
Kucaklıyor dağı
Yanıyor haşmetlinin bağrı...
O kor parçasından.
Derken gece,
Karanlığı gecenin;
Paravan üstlerine, vuslata ermeden önce,
Dağın gözü, ne tavşanı ne güneşi görüyor,
Erirken aşkın içinde...
Dağ her zaman dağ gibi dursa da yerinde;
Güneş her seferinde,
Günaha çağırıyor...
Bu buluşmadan her sabah,
Bir güneş doğuyor...
17/Temmuz/2009/Bodrum
Yüksel Nimet ApelKayıt Tarihi : 17.7.2009 00:03:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)