Sen beni Urum'da yaşayan
Bir Hint kumaşçısı olarak gör
Nasıl da sarmaş dolaş olmuşum
Dünyanın en değerli ipekleriyle
Güzellikten dönen başımı
Nasıl da atlaslara vurmuşum bir gör
Sen beni sarraflar çarşısında çalışan
Kuyumcu Zerkubi olarak gör
Nasıl da madeni işleyişimin çınlamasıyla
Koca Mevlana'yı sema ettirmişim
Altından daha değerli cevheri
Nasıl da aşıklara sunmuşum bir gör
Sen beni geceleri uyumayanlarla dolaşan
Dört kuleli medrese sahibi olarak gör
Nasıl da günlerin uzunluk hesaplamalarıyla
Meşgul olan zarif ilim adamlarının
Çile çekenler karşısındaki mahcubiyetini
Nasıl da lisana çalmışım bir gör
Sen beni Bağdat'ta sufilerle kaynaşan
Tesbih tamircisi olarak gör
Nasıl da başkalarının Allah deyişini
Ene'l Hakk ile yoğurmuş
Ellerim yara olana kadar Sübhan
Nasıl da ipe dizmişim zikirlerini bir gör
Sen beni Tur Dağında yaşayan
Musa'yı görmüş bir taş olarak gör
Nasıl da Lenterani ile kendimden geçmişim
Çevre ağaçlar boyunca ateş
Şimdilerde kuru bir tepe
Nasıl da aşktan yanmışız bir gör
Ve sen beni bunları yazmamış olan
Hayal etmesi bile güç bir şair olarak gör
Nasıl da can sıkıntısından günlerce
Karanlık satır aralarında
Uçsuz bucaksız yolları büyütmeden gözümde
Nasıl da seni sonsuz aramışım bir gör!
Kayıt Tarihi : 9.7.2011 14:01:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!