Not: Yukarıdaki fotoğraf Nisan 2022’de çekilmiştir.
İçimde ne kadar da çok acı biriktirmişim. Kendimi düşlerin içine ya da bu iç dökümlerinin arasına salışımın başka bir sebebi olamazdı. Hayat, tüm acımasızlığı ve bencilliği ile en büyük hakikat mi bana, nefes alıp tükettiğim her an mı, benim görünen halim mi sahici olan? İçimde benden bozma yılgın, bıkkın bir hayalet dolaşıp duruyorken eğreti gerçeklerin kime yararı var? Bu hayalet, bu hayaletin var ettiği gerçekler bu dünyanın gerçekleri değildi ki… İşte yaşadığım en büyük açmaz da bundan ötürü değil miydi?
Ve ben nasıl yaşayabilirdim ki bu gerçeklerle? Hayat, gerçekleri boğup duran binlerce yaşayan ölüyü bağrında çoğaltıp durmuyor muydu? Gerçeği bulmak için yaşamın koynuna atılan bizler, yalanlarla oynamaktan başka neye yarıyorduk ki? Peki, yıllar geçtikçe içimde acıyla çoğalacak bir fotoğraf, hangi gerçeği vuracak yüzüme? Her baktığımda bu fotoğraf hangi acıyla gösterecek yüzünü bana? Bir fotoğraf, hangi acıyla parçalayıp dururdu ki yüreğimi, benliğimi, var ettiğim her şeyi… Bir fotoğraf, en çok hangi acılı gerçeği saklardı? Baktıkça en çok nasıl canımı yakardı ya da en çok neyle mıh gibi içime oturup kalırdı? Bir anlık mutluluğu anımsattığı için mi ya da artık o mutluluktan çok uzakta olduğunu haykırdığı için mi?
Gerçekler, yitik bir yankı olup kanatlarımda çırpınırken vurulup düşüşümün başka nasıl bir izahı olabilirdi ki? Yolumun kesiştiği her köşe bucak ince bir sızıya bulanıyor, tüm kelimelerim bu lanetli içimde bir girdaba dönüşüyor. İçim, etime sığmıyor, ruhumu dağlayıp duruyor. Bana bir borcu var her şeyin. Anıların, acıların, sevdiğim tüm kişilerin, yaşanmışlıklarımın… beni böyle karanlık sözcüklere mahkûm ettikleri için. Benim bana bir borcum var. Böylesine acının ortasında çaresizce kendimi bırakışımdan. Benliğimin hayaletlerini çoğaltıyormuşum, küçücük mutluluklar için. Küçücük mutluluklar için kendimi yok ediyormuşum. Benim kendime kendimden yana bir yokluk borcum var.
İyileşir dediğim yaralarımla baş başa kalmışım, iyileşir sandıkça parça parça olmuşum. Ve bu parçalarla yaşamı devam ettirmek ne kadar da zor ve bu parçaları içinde bir yerlerde saklamak zorunda kaldığını bilerek hayatı devam ettirme mecburiyetini duyumsamak ne kadar da can yakıcı. Kimse bilmez ki… Gözyaşları biriktiriyormuşum sessizce içime içime… Ansızın ince ince ruhuma dolanan an kırıntıları, ansızın işte karşıma çıkan bir fotoğraf, ansızın aklıma gelen bir yüz, ansızın aklıma gelen sözcükler, ansızın içimde yankısını bulan isimler… Hepsi geçmişimi imleyen ve geleceğimi esir alan acılardan başka bir şey değil ki… Benim kendime bir geçmiş borcum var.
Yoksa bu mutlu fotoğraf acı bir hatıra ya da artık sadece bir ölüm müydü bana?
Sancar CanKayıt Tarihi : 15.8.2025 00:30:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!