Dünya kirleniyor anne,
Şarkılara çoktan kan bulaştı.
Yarınlar ölüyor hırsın eteklerinde,
Gülen gözlerim mi?
Onları az önce çaresizlik astı.
Hayaller eskiyor anne,
Umut… ne yavan bir kelime!
Dünüm kayıp; bugünüm tutsak; yarınım nerde?
Sesimi yitiriyorum dehlizlerde.
Sol yanım felçli,
Düşler kafeste.
Dünya ölüm kokuyor anne,
Çığlıklar sızıyor uykularıma.
Ağrılı sabahlara uyanıyorum,
Vahşet… her yanda vahşet!
Yürekler kan çanağı... gözlerde dehşet.
Bombalar düşüyor rüyalarıma,
Parçalanıyor, tuzla buz oluyor hayallerim.
Uçurumun gözlerinden ürküyor çocuk kalbim.
Burası neresi?
Ben kimim?
Nerdeyim?
Düşüyor kirpiklerimden geçmişim.
Silahlar susmuyor anne!
Masallar çoktan yara aldı.
Benzi sararıp soldu aylak dağ çiçeklerinin,
Güneşin damarında akacak kan kalmadı.
Akşamlar barut kokuyor anne!
Bilemezsin nasıl çürüyor mevsimler
Kaldırımlar öylesine biçare!
Üşüyor mavi ay gökte,
Yaralara merhem değil türküler.
Yarınlar tarih oluyor anne,
Ölüm tüm esmerliğiyle başucumda.
Karanlık ve vahşi bir tat genzimde,
Yağmalanıyor gülüşlerim,
Tanklar giriyor el değmemiş yüreğime,
Canlar çürüyor anne, canlar çürüyor!
Ve artık akşamlar ekmek kokmuyor.
Ülkeme bahar gelmiyor,
Burada, çocuklar doğar doğmaz yaşlanıyor.
Ölüm, şakaklarımıza değiyor,
Saçlarımızın arasından kurşunlar geçiyor.
Böyle yaşamak kanıma dokunuyor anne!
Senin dizlerinde uyumak varken,
Gözlerimi vahşete açıyorum sabahları.
Yitirdim uçurtmalarımı,
Kahkahalarım enkaz altında kaldı.
Dünya kirleniyor anne,
Yaşamak bir angarya şimdilerde.
Ruhlar hırslar giyindi büsbütün,
Diller savunucusu oldu çözümsüzlüğün.
Bir “Dur! ” diyen çıkmaz mı bu adaletsizliğe?
Zorbalar öfke kusuyor, kan püskürtüyor gecelerime.
Benim günahım ne?
Çocukluğum hangi tabancanın şarjöründe?
Toprak olmak istemiyorum anne!
Henüz erik çalmadım komşunun bahçesinden,
Kalem, silgi kokusuyla tanışmadım.
Bir yüreğe dokunmadım yürekten,
Daha aşka aşık olmadım.
Hayatı koklamadım; umuda dokunmadım.
Ölmek için henüz erken,
Söylenmemiş onca söz varken…
Bu nasıl zalimlik böyle?
Kan, gözyaşı feryat…
Hayatı ıskalamak istemiyorum anne,
Ama kayıyor ellerimden bak hayat!
“Savaş…” dediğin nedir ki anne?
Cana kıymak bu kadar kolay mı söyle?
Güller kanıyor bak dallarında,
Şarkılar ağlıyor körpe dudaklarda.
Akıllar kör, yürekler sağır…
Uygarlık bu zorbalığa söyle nasıl katlanır?
Dünya kirleniyor anne!
Kim yarattı bu cehennemi?
Kim kıydı kâğıttan gemilerime?
Güneşli günlerim, düşten evlerim hani?
Kurşunlar yığıyor gecelerime,
Gecelerim yangın yeri! ...
Ellerini yitirdim uçurumun dizlerinde,
Kan kokusu sindi seher vakitlerime.
Ayak topuklarım kanıyor anne,
Kirpiklerim uyuşuyor,
Kucağımda çığlıklar,
Gözyaşları bulaşıyor çocuk yüreğime.
Hani diyorum anne, masallarla yıkasan yine ruhumu,
Silip süpürür mü o berraklık bu dev korkuyu?
Ninnilerini sür kanayan yaralarıma,
Dışarıda gürül gürül akan dünyaya inat,
Sarıl bana.
Yarın… diye bir şey var mı anne?
Bahar çalar mı bir gün kapımızı?
Güneşin elleri sokulur mu evimize?
Direnirse çocuklar büyümek için,
Akşamlar yeniden ekmek kokar mı?
Bu dilsiz cehennemi süpürür mü dualarımız?
Çaresizlik değil, değil mi alın yazımız?
Yarın… diye bir şey var anne,
İnanmak istiyorum aydınlık günlerin geleceğine.
Güneşi doğuracak baharlar,
Çocukluğumu çağıracak sokaklar.
Billûr bir ırmak gibi çağlayacak sabahlar.
Ümitler yeşeriyor çocuk yüreğimde.
Özgürlük sonsuza dek sürsün diye,
Barışı yazıyorum yeni doğan çocukların kalbine.
Barış bu vahşetin panzehri anne.
Dünya ışıyacak anne,
Işıyacak baştan ayağa toprak.
Hürriyet, türkü olacak gönüllerde,
Dillerde sevgi bayraklaşacak.
Takvimler insanlığın zaferini yazacak.
Üzülme,
Bu hoyrat mevsime inat,
Yarın… diye bir şey var anne.
12.08.2006
Hasibe Gezgin
Kayıt Tarihi : 12.8.2006 10:39:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Çocuklar..., çocuklarımız… Yarınlarına kıydığımız, masallarını kirlettiğimiz, düşlerini kaldırdığımız, gülüşlerine kan bulaştırdığımız çocuklarımız… Lübnan’da, Filistin’de savaşın gölgesinde, henüz yaşamlarının ilk yazında vahşetle, dehşetle yüzleşen çocukların dilsiz yüreği bu satırlar. Kimi gün annesini yitiren, kimi gün babası katledilen o masum ilk yazların dev direnişi bu satırlar… Bir dramın anlatısı sadece. Elbetteki acıyı, acıya dokunan bilir. Ben savaşın, o kan yığınının ortasında değilim; ama bir işe yarar mı bilmem, o sancıyı en derinlerimde duyuyorum. Güneşli günler, aydınlık gelecekler için Savaşa hayır!

buradan zalimlere sesleniyorum
aynı bomba ve kurşunlara hedef olan
sizin çocuklarınız olsa ne yapardınız
bari doğaya insanlara zulmediyorsunuz
çocuklara saygınız olsun sevgilerimle tam puan
SAVAŞA HAYIR!!!!!!!!
Dili sade. İmge seçimleri daha itinalı yapılsa harikulade bir eser çıkacaktı ortaya. Zaman zaman aynı kelimelerin tekrarı sekteye uğratıyor güzel anlatımı. Yine de çok başarılı buldum şiirin dilini; şairin anlatımını.
Tebrik ederim.
TÜM YORUMLAR (3)