Çocukları bilirsiniz…
Yaşamımızda ayrı bir yeri olan, masum bakışları, tatlı gülüşleri sebepsiz hıçkırıklarıyla kendilerince bize nispet yapan o küçük varlıklar…
Her çocuk sevimlidir. Bir çocuk düşünün: Ağzında gevelediği çikolatayı her yanına bulaştırmış,
paçalar sarkmış üst baş yırtılmış… Tasavvur edin... Bir de gözlerine bakın:
Gözlerinin içinde şirin bir haşarılık gizli, annesi karşısında bükülen ağlayacakmış gibi kıvrılan küçük dudaklarına rağmen, gözleri ta içten gülüyor… Zaten iki eli iki yanında çocuğu azarlamaya hazırlanıvermiş annenin yüreğini yumuşatan da bu bakış değil midir. Anne ancak o annedir ki; yaptığı tek iş,o kırmızı yanaklara birer öpücük kondurmak,yapacağı tek işte, çocuğun üst başını temizlemek olur.
İşte böyle haşarı bir çocuktur kahramanımız. İşte böylesine bir annedir annemiz…
Küçüğümüzün adı ne olsun; Ali olsun, Ayşe olsun, erkek olsun kız olsun ne fark eder ama iyisi mi gelin adı BEBEK olsun. Tombiş bebek, maviş bebek el bebek gül bebek yetiştirilen bir bebek olsun.
vurdun kanıma girdin itirazım var
sımsıcak bir merhaba diyecektim
başımı usulca dizine koyacaktım
dört gün dört gece susacaktım
yağmur sönecekti yanacaktı