Senden kalanları yakıyorum bir bir.
Kağıtlar, sigara külü gibi dağılıyor parmaklarımda.
En çok istediğim hiçbir şeyin olmayışı,
Kalbimin aynı dertle yanışı mı, bilemiyorum.
Anlattıkça seni yaşıyorum yeniden.
Sustuğum her an, bir şehir daha çöküyor.
Anlattıkça susmak geliyor içimden.
Sustukça, bağırmak...
Seninle kalamadım; kendimde de duramadım.
Her gece, seni unuttuğum rüyalarda uyanmakla yıprandım.
Buruşturup attığım kağıtlar gibi, yıpranmış gölgelerde yaşamaktan yoruldum.
Bir sonbahar ezgisi gibisin kulağımda.
Eylülün kızıllığı var dudaklarında.
Kalbinde yağmurları taşırken aşkı tanıyan,
Tüm yalnızların hüznünü yüklenmiş biri var sessizliğinde.
Sokak lambalarına eşlik eden aşktır beni yaşatan.
Sesine yabancı bakışların yükünü bir gülüşe yükleyen,
Penceremden giren gün yüzüne yansırken;
Hoşçakal diyemeyen, en çok senin korkaklığının esiri olan.
Herkese tanıdık gelen,
Bir bana yabancı olan bu acıyı taşıyamıyorum.
Gittiğin günden beri,
Herkese biraz fazla benziyorum.
Kayıt Tarihi : 4.7.2025 00:58:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Aynı sokaktan bin kere geçer, aynı şarkıda yine takılı kalırsın. Birini özlersin ama adını bile anmadan geçersin günleri. Kırıldığını anlatmazsın çünkü seni kıran kişi anlamaz zaten... Sen sadece içinde sustuğun sesin tonunu değiştirirsin. O suskunluk zamanla bağırmaya başlar ama kimse duymaz, o başka. Ve sonra bir şiir yazarsın, adı aşk değildir ama yorgunluğu ondan kalmadır. İşte bu da öyle bir şeydi.
(Herkese biraz fazla benziyorum)
çünkü hepimiz özde aynıyız.
Özdeşlikten doğan bir yabancılık vardır, bilirsin. Herkes gibi görünmek bazen kendine çok uzak kalmakla ilgilidir.
TÜM YORUMLAR (2)