“Hangi kadın daha yüce” dediler,
Yavrusu varsa “O, anadır” dedim.
“Bağrı yanık, özü yufka” dediler,
Bağrı yanıksa, “O, anadır” dedim.
Yavru ağlar, sızlar anaya bakar,
Allanıp, pullanıp çıksan karşıma,
Ezilip bükülsem bundan sana ne.
Kaşların, gözlerin gitse hoşuma,
Eriyip akarsam bundan sana ne.
İncidir dişlerin, güleçtir yüzün,
Hor görme toprağı, ona bağlısın,
Dünyanın yapısı toprak değil mi?
Mayan topraktır; ondan var olmuşsun,
Her canlının sonu toprak değil mi?
Toprak için nicesini ağlattım,
Seyreyledik dünyanın fendini,
Akıl ermez, sır dediler bir zaman.
Mahlûk teslim etmiş akla kendini,
Bil ki akıl üstün gelmiş her zaman.
Bir bulut dolaştı, özü toz idi,
Halini bildirme, halden bilmeze,
Her olur olmaza dile getirir.
Rehber eyler isen yolu bilmezi,
Yolundan saptırır çöle götürür.
Yeğin tut cahili yarı cahilden,
Gönül bahçesinde solar güllerin,
Gülleri derleyen yar olmayınca.
Susma bülbül şakırdasın dillerin,
Şakırdar mı bülbül gül olmayınca.
Ser deste güzeller gülüp sallanır,
Can dostlarım! Sizedir bu hitabım.
Rıza lokmasını bol gönderelim.
Asla cehalet yazmaz, ruh kitabım,
İlim, erkân ile yol gönderelim.
Aşkı muhabbetle birlik olalım,
Hey fedakâr kadın!
Evin direği olan sen değil misin?
Hey ırgat kadın!
Tarlada koşulan sen değil misin?
Hey Ana kadın’
Peş peşe doğuran sen değil misin?
Koca küre, sana gücüm yetseydi,
Tenha bir kenara saklardım seni.
Biri bana, “ben alıcıyım” deseydi,
Parasız bir tüccara satardım seni.
Sana çok kızgınım içim gülmüyor,
Aşım, işim sebep oldu,
Kara yere kalan gurbet.
Gözüm her an yolda oldu,
Yarı yolda kalan gurbet.
Nice ışıklar karartan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!