Milletin başında ateşle duman
Eksilmezse elbet güller ağlaşır
Yiğitler toprağa düştüğü zaman
Dertli çalar sazım teller ağlaşır
Tohumlar toprağa ekildiğinde
Gidenler dönmüyor bekleme boşa
Ayrılık Zehir'i gider mi hoşa
Hasrettir bülbülü getiren coşa
Dikenler vefasız güller vefasız
Şu yalan dünya da yok imiş vefa
Koca ömür geçti bir kere ara
Bak hala kanıyor kalbimde yara
İkimize kader yazılmış kara
Elim kolum bağlı kaldım biçare
Can göçmeden gel bak kanayan öze
Aklıma gelince çöker üstüme
Alev sarar yanar tüter ağlarım
Elimde kadeh yürekte hasret
Dipsiz kuyularda seni ararım
Ayrılık çilesi neden çok ağır
Dokunmayın Bana Mutluyum Böyle
Eski bir yarama derman ararım
Kanayan gönlümü kendim sararım
Bektaşi Velî'ye sözlü ikrarım
İçim nasıl acır bir bile bilsen
Girip yüreğime yangını görsen
Şu yüzüme gülsen cennete düşsem
Feleğe bir daha döner bakarsam
Bir bilsen hallerim nasıl perişan
Dönüşü olmayan yolcusun dostum
Elbet bir gün tenin düşer toprağa
İster Padişah ol isterse ağa
Başını alıp da gizlensen dağa
Çaresi yok seni bulurlar dostum
Derdimin içinde derman ararım
Yare varana dek kendim sararım
Uğruna can feda benim kararım
Nideyim gideyim yar diye diye
Sen yaramı ben yaranı sarmadan
Dünya’ya merhaba derken
Aldığımız her bir nefes
Yürekte ki közden ateş
Yaşam da ki her bir savaş
Sen bilmezsin içimdeki yarayı
Terk edince muradına erdin mi
Sen gideli kimse sarmaz yarayı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!