27.08.2006
Atalar yaşamışlar
Sözlere aktarmışlar
Ders alınır amacıyla
Bizlere taşımışlar
Dersimi aldım
Eyledim ezber
Bilmece yaptım
Bilenler çözer
Kaş yaparken
Göz göze geldik
Çıkarttık baklayı
Ağzımız yandı
Yoğurdu üfledik
Yiğit dediler
Sözümüz senettir
Güzel dediler
Güzellik başa bela
Yüzü güzel,
Huyu güzel
Bahtı kara
Ne kuruda biter,
Ne tazecik, yaşta
Kurunun yanında,
Yanıyor bu yaşta
Saç ve akıl baştadır
Burnu ise boktadır
Aklını kaçıranın
Kılavuzu kargadır
Ayaklar isyan eder
Deve kadar pire der
Yorgan bu gitmek ister
Ateşin cürümü, yorgan kadar
Yangına körükle
Giderken Üsküdar’a
Atı alan çok yol aldı
Erken öttü başsız kaldı
Gözü çöplükte hala
Doğmadı güneş daha
Doktor kapıyı çaldı
Tuğlalı bir ev aldı
Kızını dövmeyen
Zurnayla peşrev çeker
Gelinin günahı ne
Atladı geldi işte
İzler karıştı
Ne gelir elden
Bir bilene soralım
El, üstün mü? Elden
Bir elin nesi var
İkisi gürültü yapar
Davul dengi dengine
Güzel, oynasın yine
Ben güzele güzel demem
Sözünde durmaz ise
Yiğidi öldür
Hakkını yeme
Hakkını değirmende ara
Suyunu sakın sorma
Hiç döner mi? Taşımayla
Taşı deler damla, damla
Damlaya, damlaya
Göl yoğurt olur
Mayası bozuksa
Damarı çatlak olur
Arsız yapmak istersen
Dayak cennetten çıkma
Çocuk altından kelepçe
Bülbülün vatanı bahçe
Alma mazlumun ahını
Aheste çek kürekleri
Mart kapıdan baktırır
Yakma geçtiğin köprüleri
Mart ayı, aç ayı
Yaz ayı, iş ayı
Ağustosta başı pişen
Zemheride yer aşı
Emeksiz yemek olmaz
Olsa da yüzün olmaz
En kolay iş yemek
Onu da çiğnemek gerek
Kurdun adı yedi
Yese de yedi, yemese de yedi
Komşusunu yediğini
Bağıranlar görmedi
Komşu, komşunun
Kazını, kazanla ister
Kazan ölür, tavuk pişer
Külleri bölüşürler
Komşudan boncuk çalan
Sadece gece takar
Hırsız evden olunca
Manda bacadan aşar
Minareyi çalan,
Hırsıza kilit olmaz
İlim anahtardır
Onu kimse çalamaz
Köle olmak gerekse
Kırk yıl kadar olmalı
Öğrenmenin yaşı yok
Çin’den ilim almalı
Çin işi Japon işi
Tembele buyur işi
Versin sana bir akıl
Kuyudan çıkmaz çakıl
Cahilin ipi bile
Koptuğu yerden bağlanır
Kol kopar
Yen içinde kalır
Söyleme dostuna
Tuz basarlar postuna
İpin uzun olsun sözün çok kısa
Gerçekler acıdır, sakın ağlama
İnsanı eriten gamdır
Demiri çürüten nemdir
Gamı def, parayı sarf etmeli
İşinin bittiğine, sevinmeli
Eğri oturup
Doğru söyleyeni
Dokuz köyden
Millet kovmalı
Fakirin kümesinde
Efendi gibi oturarak
Başarıya ulaşan tavuk
Tek yumurtlar tek
Zenginin horozu
Altın yumurtlar
Züğürdün çenesi düşer
Ova da şaşar yollar
Yol yürüye, yürüye
Borç ödeye, ödeye
Devenin sevmediği ot
Burnunun ucunda biter.
Kokar mokar tok tutar
Burnumun direği sızlar
Gitti evin direği
Ev alma komşu al
İstanbul’da bir garip Orhan Veli
İstiklal caddesinde Yalovalı bir deli
Kendini önemli sanarak onaylatmak istedi
Kibrinin cezasını, dillere düşerek ödedi
Bahattin Çakılkaya
Kayıt Tarihi : 5.10.2021 14:44:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!