Bilmece Şiiri - Bahattin Çakılkaya

Bahattin Çakılkaya
326

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Bilmece

27.08.2006
Atalar yaşamışlar
Sözlere aktarmışlar
Ders alınır amacıyla
Bizlere taşımışlar

Dersimi aldım
Eyledim ezber
Bilmece yaptım
Bilenler çözer

Kaş yaparken
Göz göze geldik
Çıkarttık baklayı
Ağzımız yandı

Yoğurdu üfledik
Yiğit dediler
Sözümüz senettir
Güzel dediler

Güzellik başa bela
Yüzü güzel,
Huyu güzel
Bahtı kara

Ne kuruda biter,
Ne tazecik, yaşta
Kurunun yanında,
Yanıyor bu yaşta

Saç ve akıl baştadır
Burnu ise boktadır
Aklını kaçıranın
Kılavuzu kargadır

Ayaklar isyan eder
Deve kadar pire der
Yorgan bu gitmek ister
Ateşin cürümü, yorgan kadar

Yangına körükle
Giderken Üsküdar’a
Atı alan çok yol aldı
Erken öttü başsız kaldı

Gözü çöplükte hala
Doğmadı güneş daha
Doktor kapıyı çaldı
Tuğlalı bir ev aldı

Kızını dövmeyen
Zurnayla peşrev çeker
Gelinin günahı ne
Atladı geldi işte

İzler karıştı
Ne gelir elden
Bir bilene soralım
El, üstün mü? Elden

Bir elin nesi var
İkisi gürültü yapar
Davul dengi dengine
Güzel, oynasın yine

Ben güzele güzel demem
Sözünde durmaz ise
Yiğidi öldür
Hakkını yeme

Hakkını değirmende ara
Suyunu sakın sorma
Hiç döner mi? Taşımayla
Taşı deler damla, damla

Damlaya, damlaya
Göl yoğurt olur
Mayası bozuksa
Damarı çatlak olur

Arsız yapmak istersen
Dayak cennetten çıkma
Çocuk altından kelepçe
Bülbülün vatanı bahçe

Alma mazlumun ahını
Aheste çek kürekleri
Mart kapıdan baktırır
Yakma geçtiğin köprüleri

Mart ayı, aç ayı
Yaz ayı, iş ayı
Ağustosta başı pişen
Zemheride yer aşı

Emeksiz yemek olmaz
Olsa da yüzün olmaz
En kolay iş yemek
Onu da çiğnemek gerek

Kurdun adı yedi
Yese de yedi, yemese de yedi
Komşusunu yediğini
Bağıranlar görmedi

Komşu, komşunun
Kazını, kazanla ister
Kazan ölür, tavuk pişer
Külleri bölüşürler

Komşudan boncuk çalan
Sadece gece takar
Hırsız evden olunca
Manda bacadan aşar

Minareyi çalan,
Hırsıza kilit olmaz
İlim anahtardır
Onu kimse çalamaz

Köle olmak gerekse
Kırk yıl kadar olmalı
Öğrenmenin yaşı yok
Çin’den ilim almalı

Çin işi Japon işi
Tembele buyur işi
Versin sana bir akıl
Kuyudan çıkmaz çakıl

Cahilin ipi bile
Koptuğu yerden bağlanır
Kol kopar
Yen içinde kalır

Söyleme dostuna
Tuz basarlar postuna
İpin uzun olsun sözün çok kısa
Gerçekler acıdır, sakın ağlama

İnsanı eriten gamdır
Demiri çürüten nemdir
Gamı def, parayı sarf etmeli
İşinin bittiğine, sevinmeli

Eğri oturup
Doğru söyleyeni
Dokuz köyden
Millet kovmalı

Fakirin kümesinde
Efendi gibi oturarak
Başarıya ulaşan tavuk
Tek yumurtlar tek

Zenginin horozu
Altın yumurtlar
Züğürdün çenesi düşer
Ova da şaşar yollar

Yol yürüye, yürüye
Borç ödeye, ödeye
Devenin sevmediği ot
Burnunun ucunda biter.

Kokar mokar tok tutar
Burnumun direği sızlar
Gitti evin direği
Ev alma komşu al

İstanbul’da bir garip Orhan Veli
İstiklal caddesinde Yalovalı bir deli
Kendini önemli sanarak onaylatmak istedi
Kibrinin cezasını, dillere düşerek ödedi

Bahattin Çakılkaya
Kayıt Tarihi : 5.10.2021 14:44:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Bahattin Çakılkaya