Kuytu bir köşede kalmış yalnızlığım. Boğuşurken benliğimin sessizliğinde, yıkanmış ruhumla dalgaların koynunda.
Ateşten bir yudum içtim, bu kadar ıslak değildi bedenim. Savaşırdım bilmecelerle, sevemezdim körpe vücudumun tütün kokusunu. Ardıma bakardım hep, birşeyler arardım. Sonra tekrar devam ederdim yola, ardımda bıraktıklarımla…
Kaybettiklerimi biliyorum. Biliyorum ki güneş, mavi değil aslında. Kırmızı değil gökyüzünün rengi. Parlamıyor aslında yıldızlar, biliyorum. Ve biliyorum ki, kendi gerçeğime dönemeden ölücem.
Görmüyor musun! Ruh bedenden ayrı düşünce başlıcak herşey, göreceksin. Bilmiyor musun! Akıttığın timsah gözyaşların hesabı sorulacak, bileceksin. Denizdeki maviyi, ağaçdaki yeşili duyacaksın. Aslında gerçek değildi hiçbir şey. Ve o kadar gerçekti ki herşey; hiç birimiz gerçeğimize dönemedik..
sol tarafından kalkmış bir taze
sabah bulunsun yanında
Kent! gümüş kanatlı melek
yalancı düşler uyuyor olsun