Güneş tüm haşmetiyle doğar şehrin üstüne
Bir hatırlayış, bir ağlayış tutar silkeler beni
Acılar hükmeder gözlerimin ülkesine
Çare yok, çare yok söküp atsam şu teni
Nehirlerin pastoral türküsü yayılır dağlara
Avuçlarımıza aşinaydı hüzün çiçekleri
Yalnızca boşluk takılır attığımız ağlara
Geçip giden anlar artık gelmez ki geri
Uzatılan eller sallanır bir boşlukta
Yıllar bir pehlivan gibi tuş eder hepimizi
Güller büker boynunu kırgın bir ayrılıkta
Denizlerde gemilerin o fosforlu izi...
Dağlarda gezinip duran kurnaz bir av
Ya da kıyılarla savaşan inatçı bir sal
Ruhuma denk düşemez o ateşli sav
Kelimelerimin yanında hepsi bir martaval
Evet yabancısıyım hüznü sıyrılmış vakitlerin
Tensiz ruhumla, bıçkın ve müsellah
Şu dünyayı çiğnemek için ayaklarıma serin
Rüyalarıma karabasan gibi çökmeden sabah
2023 TEMMUZ
Kayıt Tarihi : 13.8.2023 16:24:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!