denedikçe, yanıldıkça
yanmadan yakılmadan öğrenmeyi öğreniriz
büyünün büyülü sırlarını...
içimizdedir büyü
ama dünya olmadan,
biz onunla oynaşmadan göstermez kendini bize;
günler geçiyor,
'akıp gidiyor zaman'...
bazen de zaman duruyor,
biz geçiyoruz
şaşkın bakışlarla
hayatın içinden.
Kadıköy, Moda kıyısı.
sabah.
hoş bir esinti.
rüzgar da güneş de zorlamıyor,
sevdiriyor günü.
gerçi eylül,
bir yıldızın etrafında 9 gezegen
(uzlaşma bitti
8'e mi indi ne?)
bir galakside milyarlarca yıldız
yetmedi
'bir' evrende milyarlarca galaksi...
vardır kurtarıcı alanlar
bazen
bir seçim
sarılmakla sarılmamak arasında
yalnızlığın dipsizliğinde
boğulan çığlıklara
coşkuyla, iştahla
bilenince kanına
tüm kederleri,
tüm çirkefliği yeryüzünün
bilinince işte
Düşünmek
en zor görevimiz bizim
Yanıt bulamamaksa
en büyük yıkıntımız
ve yaşam
çocukluğunun gizli bahçelerini
birkaç sefil yetişkinlik sözleşmesine
heba edenler
bundan tüm kızgınlığınız
ama
hedef şaşırıyor hep
delilik...
nereden gelir,
niye kocaman bir çukur olur?
batmaktan başka bir şey yapamazsın içinde,
‘kurtarırlar’,
sen o boşluğun korkusundan
adam
kendince verdi tarifimi:
'ulaşılmaz ve sakin bir yüzle,
sıcak ve ironik bir bünyenin
biri diğerine kendi özelliklerini
sırayla teslim ettiği
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!