BİLÂL’İN SESİ
Taşların suskun kaldığı bir çöl sabahında
Güneş alnına secde eden ilk ışıkla dokundu
Göğsünde zincirler vardı
Ruhunda
Semâların kapılarını zorlayan bir özgürlük
Kum ayaklarını yakarken
Gözlerin ufka değdi
Orada gördün
Zulme meydan okuyan Rahmet’in gölgesini
Her darbede
Dilinden tek bir kelime düşüyordu yere
Ahad Ahad
Tek O Tek O
Ve o kelime
Yeryüzünde bütün zincirlerin pasını söküyordu
Sonra bir gün
Kâbe’nin kalbine çıktın
Sesin gökyüzünün minarelerine tırmandı
Kuşlar kanat çırptı
Rüzgârlar durdu
Taşlar bile dinledi
Ezanınla
Zamanın en uzak köşelerine kadar
İlk çağrıyı taşıdın
Gelin
Secde özgürlüktür
Ve o günden beri
Her sabah her akşam
Bir minareden yükselen ses
Senin yankındır Bilâl
Senin direnişin
Senin teslimiyetin
Senin aşkındır Bilal
Bilâl minarenin tepesinde sabahın ilk ışıklarıyla sesi gökyüzüne karışırken
Zincirlerin Gölgesinde
Gökyüzü suskun bir yaradır Mekke’de
kum ayak izlerini değil acıyı taşır
Güneş kızıl kamçılarla iner omuzlarına
ve her darbede bir kelime büyür dudaklarında
Ahad Ahad
Bir tek O
Bir tek O
Demirin soğuk yüzünde iman ateşten daha yakındır
Sokakların Yankısı
Mekke’nin dar yolları
gecenin bile duyamadığı bir cesaretle titrer
Küfrün taşları atıldıkça,
Bilâl’in sesi yıldızlara ulaşır
Ben yalnız değilim
Gök şahidim
Ve her yankı
gölgelerden kaçan kalplere umut taşır
Medine’nin Sabahı
Gecenin son nefesi
sabahın ilk ışığına dokunur
Mescid’in minaresinde
bir ses yükselir göklere
ne zincir vardır artık ne taş
Sadece huzur sadece ışık
ve göğün derinliklerinde yankılanan ilk çağrı
Allahu Ekber Allahu Ekber
Azra Nimet Öner
Nimet ÖnerKayıt Tarihi : 16.8.2025 00:41:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bilâl-i Habeşî, hem İslam tarihinde hem de insanlık onuru açısından çok derin bir simge O’nun hikâyesinde hem direniş hem teslimiyet hem de sevgi var Şimdi kıymetli okurlara, Bilâl’e yaraşır, hem ruhani hem de güçlü imgelerle dolu Bir şiir sunuyorum
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!