Beyaz Sayfalara Yazdım Şiiri - Suat Çiçek

Suat Çiçek
115

ŞİİR


10

TAKİPÇİ

Beyaz Sayfalara Yazdım

Beyaz sayfalara siyah yazılarla yazdım
Çamurlu, çakıllı, dikenli yolları
Karanlığı bölen çığlıkları, nağmeleri
Hepsi birer şahit, akan yılları
Beyaz sayfalara siyah yazılarla yazdım

Beyaz sayfalara siyah yazılarla yazdım
Samimiyeti, hüsnü niyeti, hamiyeti, gayreti
Kısmetin meyvelerini
Toplayanları, taşlayanları,
Dalları budayanları, kıranları,
Kökünden söküp atanları
Üstüne çökenleri
Emanete ihaneti
Beyaz sayfalara siyah yazılarla yazdım

Beyaz sayfalara siyah yazılarla yazdım
Nefesi bitenleri,
Göçüp gidenleri,
Tersinden soluyanları,
Hakka gem vuranları,
Yıllara yaygın hesapları,
Beyaz sayfalara siyah yazılarla yazdım

Beyaz sayfalara siyah yazılarla yazdım
Öz sermaye hesabını
Zamanın göbeğine emanet
En çetin iklime havale
Vakti var, dur hele
Dimdik sabır taşını
Dönen devranın
Hem sonunu hem başını
Beyaz sayfalara siyah yazılarla yazdım

Suat Çiçek
Kayıt Tarihi : 9.6.2025 02:24:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


El Hakem’e Tevdi 12 Ağustos 2020 El Hakem’in Huzurunda: “El Hakem”… Hükmü yalnız adalet olan, her şeyin doğrusunu bilen Allah. O’na yönelmek, insana yapılmış en büyük haksızlıkların bile bir anlam kazanmasını sağlar. Çünkü insanın hükmü sınırlıdır; Allah’ın hükmü ise sonsuzdur. Ben de o gün, dünyadaki tüm hesapları ilahi adaletin terazisine bırakmaya karar verdim. Teşekkürle Başlayan Bir Sığınış: Her şey bir şükür ile başlar. Küçüklüğümden beri beni koruyan, karanlıklarda yol gösteren Rabbime içten bir teşekkürle söze başladım. Çünkü şükretmeden şikâyet etmek, nimeti inkâr olurdu. Dar zamanlarda kapılarını açan, çaresizlik anlarında kalbime sabır üfleyen Allah’a içimi döktüm. Ve biliyordum ki her şeyi gören, bilen ve tartan O’dur. İmtihanın Ağır İklimlerinde: Hepsi birer imtihan sahnesiydi. İşte bu duygular, satırlara değil, secdeye döküldü o gün. Her satırın sonunda tekrarladım: “Sana ayandır Ya Rabbi.” Bu tekrar, kalbimin nabzı gibiydi. Bir isyan değil, bir teslimiyet ritmiydi aslında. Hakkı Allah’a Havale Etmek: Hakkı aramak bazen ses çıkarmak değildir; bazen sessizce Allah’a bırakmaktır. Ben de öyle yaptım. “Helal olmasın” derken bile öfke değil, adalet duygusu vardı içimde. İnsan kendi emeğini, kendi onurunu, kendi sadakatini savunmak zorunda kalınca, kelimeler dua olur. Ve ben o gün dualaştım. İlahi Terazi ve İnsan Zaafı: İnsanoğlu sahip olduklarını kalıcı sanır. Oysa Karun’un serveti, Nemrut’un gücü, Firavun’un saltanatı bile El Hakem’in hükmü karşısında yok olup gitmiştir. Gücü kendi eliyle inşa edenlerin hakikatte ne kadar güçsüz olduklarını gösteren nice ibretler vardır tarihte. Ben sadece bunlardan birini kendi hayatımda gördüm. Ruhun Yorgunluğu ve Duanın Şifası: Yorgundum, evet. Ama yorgunluk bir yenilgi değildi; sabırla yoğrulmuş bir bilgelikti. Rabbimden sadece dayanma gücü değil, ilmen ve madden mükâfat da diledim — zira bu, benim değil, O’nun adaletinin tecellisi olacaktı. Sonunda içimden bir huzur geçti. Çünkü fark ettim ki: Hüküm yalnız Allah’a aittir. İnsanlar unutur, değişir, hesaplar kurar; ama El Hakem daima bilir, tartar ve hükmeder. Son Söz: Adaletin Sahibine Teslimiyet Şimdi o günü hatırladığımda, bir dua değil, bir duruş yazdığımı anlıyorum. Bir insanın adalete olan inancının, insanlardan Allah’a doğru yürüyüşünün kaydıydı o satırlar. Ve hâlâ aynı teslimiyetle söylüyorum: “Kim ne plan kurarsa kursun, hüküm Senindir Ya Rabbi.”

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Fırat Ünal
    Fırat Ünal

    Beyaz sayfalara siyah yazılarla yazdığınız şeyler doğru da Suat bey kardeşim; keşke bunları hece vezni ile ve kafiyeli olarak kaleme dökseydiniz. O zaman daha akıcı ve daha okunası olurdu diye düşünüyorum.

    Hayırlı çalışmalar.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)