güneşin yüzündeki kara lekeyi gördüğümde
hissetmiştim küçük şeylerden mutsuz olacağımı
zaman hızlanarak eserken
yasak diyarlara
kabuk bağladı yaralarımız
sızılarımız uykuya daldı
Varlığımızı hîbe ettiğimiz o tutkuydu
beklentilerimizi dev dalgalarla çarpan
istesek çözülebilirdi ellerimiz
gitgide artan bir ihtirasla sarıldık oysa ki
razıydık tadıp durduğumuz acıya
unutulmuş vaatlerimizin tozlarını al
yaralı zihninle
hatırlamak zorunda olduğumuz
ilk cümlemiz
ilk seslenişimiz dışımızdaki birine
teselli için söylenenler
arıtılmış yalan kırıntıları
her suskunluk anı, kabulleniş
evreni doldurmuş gibi duran hüzün
direncimizden de ağır
iki kere insan olmanın bedeli
küçük bir sızı
kaybetmenin bilinmeyen olgun tadı
ve
satın aldığımız huzur:
bakışlarımı çevirdiğim her yerdeler
Ruhumu düşürdüm elimden.
Parçaları toplarken,
Bir asır geçti aradan.
Kendime has bir sabırla
Birleştirdim kırıkları;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!