Ben Şizofrenim
Bazen nefes almak istiyorum,
ama içimdeki sesler susmuyor.
Çocuk gibi korkmuş bir yanım fısıldıyor:
“Beni bırakma… Karanlık çok büyük.”
Dizlerim titriyor, ellerim titriyor.
Gözlerim bir köşe arıyor,
ama köşe yok.
Otorite bağırıyor:
“Sus! Kimseye güvenme! Herkes düşman!”
Öfke fısıldıyor:
“Onları yok et! Dünya sana zarar vermeden önce sen parçala!”
Kırılgan olan ağlıyor:
“Lütfen bir sessizlik olsun, nefesimi duyayım…”
Ve ben sadece dinliyorum.
Kimim ben?
Hanginiz benim?
Bir anda çocuk oluyorum, annemin dizinde masal dinliyorum.
Ama saniyeler sonra öfkeyle titriyorum, ellerim yumruk oluyor.
Bir elim şefkat istiyor,
öteki elim saldırı.
Aynaya bakıyorum.
Yüzüm bölünmüş.
Gözlerim farklı yöne bakıyor.
Dudaklarım hareket ediyor, ama sözler bana ait değil.
Bedenim bana ait değilmiş gibi.
Yürürken ayaklarım sanki başka birinin.
Konuşurken sesim yabancı.
Ellerim tanımadığım eller.
Kendi bedenimde bir misafir gibi hissediyorum.
Sokakta yürürken yol ikiye ayrılıyor:
Bir yol cennete,
bir yol mezara.
Hangi yol gerçek?
Hangi yol zihnimin oyunu?
İçimdeki sesler bağırıyor:
“Yanlış yoldasın!”
Adımlarım donup kalıyor.
Bir adım bile atamıyorum.
Birden anılar çarpıyor:
Dün yaşadığım bir an,
şimdi başka bir zamanda,
sanki hiç yaşanmamış gibi.
İçimdeki parçalar farklı yönleri gösteriyor:
Bir yanım güvenmek istiyor,
bir yanım kaçmak,
bir yanım saldırmak,
bir yanım ağlamak istiyor.
Ve ben ortada…
Paramparça…
Geceleri karanlık daha derinleşiyor.
Duvarların içinden gölgeler geçiyor.
Bana sırlar anlatıyor,
tehdit ediyor, izliyorlar.
Sesler içimde yankılanıyor:
Sorular soruyor,
emirler veriyor,
tehdit ediyor, ağlıyor.
Kim gerçek?
Kim hayal?
Ben miyim yoksa onlar mı benim hayalim?
Duygularım fırtına gibi çarpışıyor.
Bir an kahkaha atıyorum,
bir dakika sonra boğulmuş bir çığlıkla titriyorum.
Birden sakinleşiyor gibi hissediyorum,
ama sonra bir korku dalgası çarpıyor.
Sevgi istiyorum,
ama sevildikçe boğuluyorum.
Yakın olmak istiyorum,
ama yaklaştıkça kaçmak istiyorum.
Parçalarım birbirine zıt.
Ben ortasında,
cam gibi keskin ve paramparça.
Annemi duyuyorum bazen.
Sesi geliyor, ninni söylüyor.
Kalbim yumuşuyor, gözlerim kapanıyor.
Ama hemen ardından bir ses bağırıyor:
“O gerçek değil!”
Huzurum parçalanıyor.
Cam gibi kırılıyor.
Bir an gökyüzündeyim.
Yıldızlarla konuşuyorum.
Rüzgar başka bir dilde bana cevap veriyor.
Her şey gerçek gibi.
Ama değil.
Ama çok gerçek.
Kendi varlığımdan şüphe ediyorum.
Eğer bu düşünceler bana ait değilse, kimim ben?
Eğer ben değilsem konuşan,
bu bedeni kim kullanıyor?
Cevap yok.
Sadece sessiz çığlıklar var.
Gerçek ve hayal birbirine karışmış durumda.
Ve en sonunda benliğim eriyor.
İçimde sadece sesler kalıyor.
Hepsi bir ağırlık,
hepsi bir kaos.
Hepsi bağırıyor, hepsi hükmetmek istiyor.
Ben ortadan kayboluyorum.
Kendimden geriye yalnızca boş bir kabuk kalıyor.
Şizofreni bir yara değil.
Şizofreni bir alçı.
Ruhumu sarıyor, nefesimi kısıtlıyor.
Kırılmış benliğimi hareketsiz bırakıyor.
Dışarıdan kimse göremez.
Ama ben her saniye ağırlığını hissediyorum.
İçimden yapılmış bir alçı, kendi parçalarımdan.
Ve biliyorum:
O alçıyı çıkaracak bir doktor yok.
Çünkü en büyük düşmanım dışarıda değil…
En büyük düşmanım içimdeki ben.
Ve ben şizofrenim.
Hüseyin Erdinç
Kayıt Tarihi : 9.10.2025 07:01:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!