Ben o kalbe imzamı attım (3)
Ben o kalbe imzamı attım,
ve tarih boyunca nice eller
o imzayı kazımak, parçalamak, söküp atmak istedi.
Ama ne Roma lejyonları,
ne Pers orduları,
ne Bizans’ın surları
bu sözü silemedi.
Gördüm sevgilim,
Anadolu’nun yollarında kervanlar geçti,
taşların üstünden kralların gölgeleri yürüdü,
savaş boruları çaldı,
ve şehirler yakılıp yıkıldı.
Ama her yıkıntının altından
bir dize kaldı:
“Ben o kalbe imzamı attım.”
Surlar yıkıldı,
ama taşların arasından fışkıran otlar
bizim aşkımızı fısıldadı.
Tapınaklar yıkıldı,
ama molozların arasında büyüyen çiçekler
bizim sözümüzü söyledi.
Ordular gelip geçti,
ama onların ayak sesleri bile
senin adını yankıladı.
Ey sevgilim,
ben seni sevdim
Milet’in agorasında,
taş merdivenlerde,
binlerce yılın basıp geçtiği tozlu sokaklarda.
Ben seni sevdim
Halikarnassos’un yıkılmış mozolesinde,
çünkü taş ölür,
ama söz kalır.
Ve ben bilirim:
her ferman, her kitap, her yazıt,
zamanla aşınır.
Ama benim kalbime attığım imza,
gökyüzüne yazıldı,
dalgalara işlendi,
toprağın damarlarına sızdı.
Ey sevgili,
bir gün haçlar gölgelere düştü,
bir gün hilaller göğe yükseldi,
ama hiçbir bayrak senin gülüşünden daha kalıcı olmadı.
Krallar taç giydi,
imparatorlar mühür bastı,
ama onların mührü kumda kayboldu,
benim imzam taşın kalbinde kaldı.
Ben o kalbe imzamı attım,
silebiliyorsa zaman silsin,
silebiliyorsa tarih silsin,
silebiliyorsa yüzyılların tozu silsin.
Ama ben biliyorum:
ne tarih,
ne yıkım,
ne göç
o sözü silemez.
Çünkü o imza,
benim ömrümden değil,
insanlığın ömründen doğdu.
Ve insanlık yaşadıkça
bizim sözümüz yaşayacak.
Hüseyin Erdinç
Kayıt Tarihi : 2.9.2025 23:59:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!