Ben o evde büyüdüm.
Her duvarına bir sessizlik sinmiş,
Her köşesi bir şeyi saklamıştı.
Annemin gülmediği bir fotoğrafla başladı hayatım,
Babamın “birazdan geleceğim” deyip
Hiç gelmediği kapı eşiğinde…
O evde büyüdüm.
Ama bir ağaç gibi değil,
Bir çatlak gibi yayıldım duvarlara.
Yerde oynarken düşen oyuncaklar değil,
Annemin gözünden düşen yaşlardı canımı acıtan.
Aile denilen şey,
Hep anlatıldığı gibi değildi.
Birlikte yenen yemeklerde değil,
Yutulan lokmaların boğazda düğüm oluşundaydı hikâye.
Çünkü bazı sofralarda
Çatal bıçaktan çok suskunluk vardı.
Babam…
Kapının arkasında sigarasını içerken
Biz içeride neyi yaktığımızı anlayamazdık.
Ve annem…
Yorgunluk demekti.
O, kendine hiç sıra gelmeyen kadındı.
Saçlarını tararken bile
Birinin çantasını, bir diğerinin yarasını düşünürdü.
Kardeşim…
İkimiz aynı yastığa baş koyar,
Farklı rüyalarla büyürdük.
Ben hep çıkmak isterdim o evden,
Oysa o, içeride kalmak için dua ederdi.
Bir gün büyüdüm.
Ama çocukluğum kalbimde kaldı.
Kimse fark etmedi içime çöken yangını.
Herkes iyi görünsün diye susarken,
Ben içten içe paramparça oldum.
Aile bazen bir iyileşme değil,
Bir yarayı usulca taşımaktır.
Seni sen yapan her şeyin
Orada eksik bırakılmasıdır.
Ve bazen en çok,
“Senin iyiliğin için yaptım” cümlesiyle kırılırsın.
Şimdi büyüdüm,
Bir evim var belki,
Ama o çocuk hâlâ içimde.
Annesinin kucağını hiç bilmeden ağlayan,
Babasının sesini hep uzaktan duyan bir çocuk.
O yüzden bayramlar içimi burkar,
Aile fotoğraflarında gülsem bile içim ağlar.
Çünkü o sofrada yerim varmış gibi görünse de
Hiç tam olmamıştım.
Ben hep,
Ailenin unutulmuş odasında kalmış bir gölgeyim.
Ve belki de aile,
Kimi zaman bir çatı değil,
Üzerine sessizce çöken
Koca bir anıdır.
Nereye gidersen git,
Kendini taşırsın hep o odanın duvarlarında.
Kayıt Tarihi : 21.7.2025 23:40:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!