Ben Ki...
Ben ki
siyah odalarda korkuyu boğan bir yürek,
karanlığa direnmiş,
yalnızlığın göğsünde taş gibi durmuşum.
Ben ki güneş ışığında eriyen buz,
yanıltıcı bir umut gibi
ışıktayken kaybolan…
Ben ki
ay ışığında buhar olup dağılan,
hiçliğe karışan bir hayal
gecenin en sessiz yerinde...
Bir papatya yaprağı gibi yere düşen,
kırılganlığımla ezilmiş,
bir çocuk gülüşünde hatırlanmışım.
Ben ki
gelincik tarlalarında esen o rüzgâr,
kırmızıya bulanmış sevdalarla
bir nefeslik bahar olmuşum.
Ben ki uzağa giden bir yolcuyum,
her durakta biraz eksilmiş,
her vedada biraz daha silinmişim.
Ben ki
cigaramın dumanında kaybolan eğri,
gökyüzüne çarpıp dönen bir iç çekişim,
is kokusu gibi sinmişim
duvarlara, gözlere, susuşlara…
Boş kadehlerde parmak iziyim ben,
bir dost meyhanesinde unutulmuş,
hikâyesi yarım kalmış her yudumda
biraz daha düşmüşüm derine.
Sensizliğin aynasıyım ben,
baktıkça kırılan,
dokundukça kanayan...
Ve hep
yalnızdım ben.
Bir göl kenarında kendi gölgeme sarılmış,
bir tren istasyonunda gelmeyeni beklemişim.
Bir annenin duasında unutulmuş,
bir çocuğun masalında adı geçmeyen…
Ben ki kelimelerin sustuğu yerdeyim,
bir cümleye sığmayan sızı…
Ben ki yandım ama ışık veremedim,
sevdim ama kalamadım,
geldim ama tutunamadım.
Ben ki…
işte böyle yarım, böyle eksik,
böyle seni düşleyen
bir şiirin en son mısrasıyım.
Temmuz/ 2025
Kayıt Tarihi : 17.7.2025 18:13:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!