Ben derdimi anlatamadım.
Uçan kuşa yerde gezen karıncaya.
Benim derdim benim oldu.
Paylaşamadım dostum olan bir kulla.
Bütün umut lambaları söndü.
Karanlıkta kaldım, yollar karanlık.
Haber saldım eşe dosta......
Kar kapatmış yolları
Uzanamadım el uzatan avuca.
Kalmadı ne elimde ne avucumda
Bir el uzatırım tutan ım yok.
Yanarım zemheri ayazında
Karanlıklar dayım yol gösteren
Işık tutanım yok
Biçareyim acizim çaresiz
Yedi tepeli şehri İstanbul da
Bir yanım debi servet akar
Bir yanım yokluk kıyamet
Bir karanlık çökmüş üstüme
Ölüm gelir kimse bilmez halimi
Anam ölmüş görmez derdimi
Babam ölmüş bilmez derdimi..
Laf anlatamam kimselere
Bir karanlıktayım yol belli değil
Düşmüşüm can derdime
Bitti birer birer madde değer
Ne varsa elde değer
Anladım dostlar sıfır noktasındayım.
Ana rahminden çıktığım an gibi
Hani nerede kaldı bana
İhsan edilen şevki değer
Sen yoksan o yoksa bu yoksa
Yaşamak neye değer...........................
Ben ki asiyim baş kaldırırım
Bu gidişatın düzenine
Yargılanmışım horlanmışım
Baş kaldırdığım hükümlere
Katlime ferman çıkmış
Beklemişim zemheri aylarında
Devletin ipi boynuma geçirmesini
Kaç rüyalarımda kaç kez öldüm sen bilir misin
İnsan rüyalarında ölmeye alışır derlerdi de inanmazdım
Bak ne oldu şimdi
Yedi tepeli şehri İSTANBUL DA
Bir bayrak gibi sallandırdı m kendimi
Kapitalizmin ayak oyunları
Luna parka benzemiyor
Gül yüzlü çocuklar hep burada ölüyor.
Ölmesini bildim ben ama
Yapılanları bilemedim.
Bir bıçak gibi kesti boynumu yağlı ilmik
Kafatasımı yardılar
Bağrımı deştiler be ANNE
Ne ararlar benim saf yüreğim de
Ne ararlar benim dost canlı beynim de
Ne gezer bu kirli eller benim üzerimde.
Bugün temmuzun altısı yıl iki bin on üç
Sana emanet ettiler beni ANNE
Karanlık bir yoldan geldim
Cennet nedir cehennem bilmem ANNE
Ben cenneti görmedim
Ama yaşadım cehennemi geldiğim yerde.
Mahpuslar zindanlar kelepçeler
Hakareti dayağı saymıyorum ANNE
Böyle gelinir mi bu dünyaya
Böyle kahır böyle ağır
Duyulmaz sesin bağır bağır......
Ne diye dünyaya getirdin ANNE
Ben senin en küçük deli çocuğun
En önce ben geldim karanlıklardan geçerek
Yağlı ilmiklerden inerek
Göğsümde neşterler vurulmuşum
Kalp bir yanda diğer yanda organlar
Paramparça kan revan içinde
İşte geldim anne
Babam duymasın ağlama ANNE
Adım zaten asiye çıkmış
Onu uyarma sus lütfen ANNE
Ellerimle yıkadım kendimi ben
Gördüm boynumdaki hayatın bitişini
Bir siyah kablo koparacakmış kellemi
Baştan aşağı yaracakmış doktorlar
Al beyaz bedenimi
Kanım aktımı görmedim
Dikmişler iri iplikle tenimi
Alaycı bakışım yüzümde takılı kalmış
Gözlerimde öfke Üsküdar da bir gemi bekler gibi
Tırnaklarım uzamış saçlarım beyazlamış
Çekilmiş kan bedenimden
Yıkadım kendimi bir heykeli yıkar gibi
Akıp gitmedi yılların
Bir heykelin tozu gibi
Pıhtılaşmış kanların
Durdu karşıma
Bir hikayenin kahramanları gibi....
Karanlık bir geceden bir yıldız akar
Ban geldim ANNE aç koynunu;
yoruldum.......
Çok uzun yoldan geldim
Çırılçıplak beyaz bir bezde
Yanı başında yatmaktayım
Üzerimde beş on tahta
Bir yığın toprak ANNE
Bağırıyorum çığlığım çıkmıyor
Ağlıyorum gözümden yaş akmıyor
Ben nereye geldim söylesene ANNE...................,
Temmuzun dördüydü karardı her yer
Temmuzun beşiydi deşildi tüm beden
Temmuzun altısında kara toprak yorgan oldu
Örttüler beni ANNE
Kayıt Tarihi : 30.8.2014 12:46:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
İşlerinin bozulması neticesinde bunalıma girip intihar eden kardeşimin hikayesidir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!