Kıştan çıkma bir gün dağların deşilirken bağrı,
Bir kardelen yükselecek topraktan umarsızca.
Önünde sırılsıklam toprak ve çevresindeki karı,
Baş kaldırarak ezer gövdesiyle kaygısızca.
Kötü, sevilir bazen sebeplerden,
Kötü dediğin şey nedir ki zaten,
Hak için fiyat biçilir hep ahirde,
Sefalet içinde ölebilir devlerde.
Mey edilince ince düşünceler bedene, evveli engel olacak meyli sermest nedene. Adına algılar daima bozulacak, siyahın üstüne kara kalem kelimeler yazılacak. Haykıramamak dert olacak sızısında, dertler gücenecek tekdüze dizisinde.
Burnumun sızısında bulanıyor gönül
pencerem,
Tezat tasfirler biriktiriyorum fikir
kumbaramda,
Kibrimden sıyrılıp tertemiz doğuyorken
hecem,
Gözlerim takılıyor ayrıntılara, bazen halıdaki motif bazen kuytulara. An yavaşlamış hissediyorum, bir aldığım nefesi verirken iki edemiyorum. Hiçbir şey yok sanki dünya üzerinde, dalmak için gelmişim boşluğa yeryüzünde. Bazen bir hüzün, bazense kederle göğsümde bir boşluk duruyor. Takılıp kalıyorum ayaklarım üzerinde, gözlerim görmüyor varlığıda düzenide. Bir şarkı diliyor ama açamıyorum. Unutmak istediğim şeyleri hatırlayamıyorum. Garip serzenişler var boşluğumda, koynumda yer etmişken yüzlerce lütuf. Yalnızlığım gökyüzündeki yıldızlara birer atıf. Tekten ilerliyor bende kalanlar. Hatıratım kirli bir yazgı dahi olsa yok hiçbir yerde. Dönüp bakmak, görmek istiyorum hayrı, geride kalan şerde. Göz retinamda büyüyor ürkünç olmayan karanlık. Algılarım beynimin odalarında bir bir yıkılmakta.
Artık korkulası olan karanlık dahi aydınlık. Bende dünyaya dair bütün algılar yakılmakta.
Git.
Git ki ardında bıraktıkların anlam kazansın,
Öyle bir git ki sen, sana dair ne varsa azalsın.
Çık hırs eksik anılarımın pas dolu kapılarından,
Gıcırtısı güzel olsun duymak istediğim
sesinden,
Bir kısrak hırsla koşturdu düzlükten,
Bir ördek şevkle kalktı sazlıktan,
Bir kurşun sesi bir can yok oldu,
Bir ördek vurulunca nefis tok oldu.
Vehmimde kaybettiğim huzurumu, örtmeye çabaladığım kusurumu. Neresinden tutarsam elimde kalacak, her saniye zaman ruhumdan bir parça alacak. Harabeyi mükemmel gösterenin betimlemesi, durmaya çalışırken akıp giden yılların itelemesi. Kararsızlık beyninde dönen manzaraları eritirse, kalbin binlerce anı içinden onunla olanları belirtirse. Bakabileceğin tek ışık mehtapta göreceğin olacak, senden kopan ne varsa mehtaba varacak. Kaçacak yer arıyor gözlerin, delik deşik olmuş erdiremediğin sözlerin. Bir kağıda yazacaksın ağaca olanları, gönül ceplerinde çürüteceksin ruhunu soranları. Hatıratını zorlayacak kolay edemediklerin, emelini aşmış bulunacak gözlerinden gidemediklerin.
Sızısı mavisinde gökyüzünün, toprağın kızılında. Birkaç şarapnel parçası bir nefeslik arada, eni konu anılar anlatımı onlarca harbe dair; birçok anı tozlu raflarda roman hikaye vesair...
Haykırış olmuş beyinlerde yankısı sükutun, sokakların ensesinde gözetleniyor sanrısı. Acısı sızısına denk olmayan yaralar belirir, "Gökyüzü dünyaya çatı." diyenler yüzünden güvercinler delirir. Birkaç eli silah tutan aslan var olur, birkaç elinden silah düşmüş kedi kaybolur. Dikenler dolup taşar tekdüze yitik arılarla, olağan bir sessizlik kaplar bülbülleri. Çiçekçiler satar kokusunu yitirmiş gülleri, olağandır sevgiliye kokusuz gül veyahut kokusu burnu saran güle ötmeyen bülbül.
Herşeyden bir fazla; kendinden eksik,
Dünyanın hızlısı timurun bacağı aksak.
Bir kör bir topal manzaraya baksak,
Her tezat güzeli kendinden mi doğurur?



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!