Bağırma hürriyeti
Dağlara taşlara,
Ağlama hürriyeti
Gözdeki yaşlarla,
Ve sonra rahatlamak
Bahar yeli aşklarla,
Cebimdeki anahtar
Önümdeki kapının değil
Sözlerinde cevaplar
Kalbimdeki sorunun değil
Gönül sormak ister
Tercüman olamaz dil
Rüyalarım flu, karmaşık
Suretler manalar sarmaşık
Zihindeki işret midir akseden,
Yoksa bir işaret midir gaybden?
Sen yoksun zahirde amma
Sanki bir koku taşır senden.
Şalterleri atıyor mantığımın gözlerini düşününce.
Olmazları susturuyor çocuksu bir umut.
Hakkımda bildiklerini gel sen de unut!
Gözlerin bende yeni bir ben doğuruyor.
Sen bir su perisisin, tanır damla ve denizler...
Güneş parlaklığından utanır da yüzünü gizler,
Kurtulurum sanma kaf dağına kaçmakla
Bu kalp cehenneme gitsen bile seni izler!
Yolumu kaybettiğimde
Gözlerin rehber oluyor.
Işıktan ağrıyan başım
Esmerliğinde sağalıyor.
Sevginin ermişi oldum.
Gün olur da dili dönmez insanın,
Güzün rüzgarı söyler derdini,
Duyan üşür,
Duyulan düşer sallanan yaprak gibi,
Bilmez ki akıl, hayır hangisinde?
Gül kurudu, söz eskidi
Hatta şarap bile ekşidi
Asırlar oldu belki ama
Şu yüreğimdesin hâlâ
Gözlerine hasretim
Anlayamazsın
Hiç ayrılmadın onlardan.
Bir dudağın diğeriyle şad olur.
Saçların omuzuna dökülür.
Ellerin ellerinsizliği bilmez.
Eskiden, bildiğin gibi,
Hayat bir hata derdim.
Bugün aklıma geldi de
Seçme hakkım olsaydı,
Doğmadan sorulsaydı
Yine gelmeyi seçerdim.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!