tam kaybetmişken kendimi bir körüklü kenarında
ve beynimi kemirirken gözlerinin bebeği
damlarken saçlarının nemi yarım açılmış camda
anılar,beynimle gözlerim arası vals tutuşmuşken
kör mü oldum acaba diyorum kendimce?
çünkü göz kapaklarım yaşlanıp düştüğü vakit
çerceveli karakalem esrarında gözlerime
yalnız sen varsın açıp kapattıkca
deniz de siyah, yeşil de uzak bana
bazen bazıları uyandırmasa,,
tam hasretle özlemişken seni
ölümüne sıkıyorum kendimi habersiz
elim elini aramışken geliyor aklıma birden
telefonumdan rehberde en son da sen
kendimce oynadım; romeo ben,şeytan Juliet
kalbim ve camın soğukluğu dilimde tutuk ama
yüksekten bakan kısa boylu bir kadın
gösterdi minik işaret parmağı dudağında
gözleri alnında..yasak çocuğum kullanma
sonra farkına vardım ki hiç şansım yok
bazen bazıları uyarmasa,,
elimde favori şarabım sarhoşluğuma
gerek var mı vazgeçemediğim Franz Kafkadan,
içinde ayrılık geçmeyen sanat müziği şarkılarına
beni açan koyu maviden de koyu kazağıma
aslında bütün amaçlarımın arkasında sen olduğundan
oldukça anlamsız geliyor bana lütuf nefsim ve bedenim
hiç de rahat değilim oturduğum demirden çelik koltukta
ve karanlıkta kalan havası mert arka sıralarda
mecbur muyum bütün acıları yaşamaya derken kendime
bazen bazıları fark edebilse..
belki o zaman gerek kalmaz otobüse
yürüyerek de ölürüm nazlı yarime..
Kayıt Tarihi : 7.2.2017 17:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!