Koptu yine fırtınadan nakil hatları
Kesildi yine elektrik bastı karanlık
İstanbul yollarında mahsur kaldık
Davacıyım nerede o insan hakları
Zor günde ne aranıp, ne de sorulduk
Aslında her insan benim gibi borçlu doğuyor
Bu öyle bir borç ki, kefil bile kabul edilmiyor
Bazılarının vadesi uzun, bazısının kısa oluyor
Her insanoğlu kendi borcunu canıyla ödüyor
10.05.2002-10.10
Turnalar yerlerine martılara bırakmış
Karıncaların hepsi yuvalarına çekilmiş
Yeryüzü sanki limon sarısına boyanmış
Gökyüzü de sanki, kirli griye boyanmış
Yine güz mevsimi geldi havalar soğuyor
Koyunlar içinde en güzeli
Nerden baksan, olur belli
Sesimi duysa, koşar gelir
Sürüyü ardına katar gelir
El koyun bağlı sol bileğimde
Geçtiğim yollar çay çamur
Sicim gibi yağıyor yağmur
Terden oldu beden hamur
Bu aşkla, durabilirsen dur
Geçtiğim yollar toz duman
Zannımca af edilmeyen özür
Kabul edilmeyen dua gibidir
Alnımdan vuranı belki af ederim de
Ama sırtımdan vuranı asla ve kat’a
Söyle, benden özür dilemen, ahret endişenden mi
Boğazda yüzüyor irili ufaklı kayıklar
Bayram gece gündüz ismini sayıklar
Bu kul sensiz hep pirinç taşı ayıklar
Oturup ağlasa, görenler onu ayıplar
Boğaza gerdan, kula yoldur Boğaz Köprüsü
Bu ademoğlu, tam bir ibretlik
Her şeye rağmen başı dimdik
Düşmanlarına dahi yaptı iyilik
Zira karekteriydi onun mertlik
09.09.2005-10.15
Bu dünya kıyamete kadar intizam nizamla döner
Görülen intizam nizam karşısında başımız döner
Ama bir gün mutlaka her şey kendi aslına döner
Bak insanlar dahi topraktan gelip toprağa döner
09.02.2004-09.02
Ne evim var ne barkım
Yok gariplerden farkım
Ne makam, ne mekan
Hepsi benim için yalan
Ne malım var ne mülküm
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!