işimiz ne bugünle?
biz dünü yaşamıyor muyduk?
seninle
ve kumsalsız denizimizle
ateşli aşkların
yaşandığını zannettiğimiz
kaçış trenine bindik
uzun süre yol aldık
mutlaka geçilmesi gereken
bir köprüde,dona kaldık
ilk ve tek dokunduğum sensin diye
öğünüp gerinmeyesin
kendini beğenmeyesin
sana dokunan ellerim
dokundurtanda gönlümdür
bunu bilesin
başka bir varlık
vardı içinde
bütün bu olagelen
suratsız takıntılar
seni unutabilmek içindi
bir ağırlık çöktü üstüme
hücreler toplanmış küme küme
sessiz sessiz konuşuyorlar
karanlıkta hiç bir şey yeme
kurtulmak için için
kurallar kesin
herşeye maydanoz olma
istersen acılar bitmesin
parlak bir gün ışığında solma
ki avcılar seni yemesin
ucundan tuttuğun
ulaşamadığın son halkaya
yetişme dürtüsüdür
kalbini inciten
ve parçası olmak
istemediğin,kurgular içinde
bu gün çok mutluyum
sana yazabileceğimi
görmekten dolayı
sana yazmak istediğim
o kadar çok şey var ki!
serin sulardan içiyoruz
sonsuzluk pınarından
kalplerimizi kendimiz
ellerimizle yıkıyoruz
kendi hoşgörümüzü
doldurabilmek için
aynı şeyleri konuşurken
bile yeni bir sevda gibi
dokuyuşun sözcükleri
sana olan tutkuma
ballı kaymak oluyor
tadına hiç doyamıyorum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!