İçimdeki Kuşlara Mektup

Bir Serendipçe
3

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

İçimdeki Kuşlara Mektup

Bu şiir, sevildiğini zannedip hiç sevilmeyen bana...

Sessiz, sedasız, dilsiz, kelamsız, sinsi, zifiri bir gecede,
Aşkını dünyaya duyurmaktır şiir.
Göğsündeki hasreti, bağrındaki vuslatı,
Kalbindeki ateşi dışarı akıtmaktır şarkılar.

Ama sen!
Sezen Aksu'nun söylediği şarkılar kederinden değilmiş gibi,
Sensiz, kuru ot bitmeyen yerde bile yaşarım dememiş gibi davranıyorsun.
Sen beni hiç sevmemiş gibi susuyorsun...

Ama kendince o da haklı:
Susarak beni şair, kendisini de âşıkların dilinde dolanan bir şiir yapacak.
Bana Gelsen de, gitsen de,
Şiir olacaksın yine.
Kararı sen ver...

Yalnız kalmak istiyorum.
Kendimle yalnız ölmek istiyorum.
İçimdeki kuşları biraz daha sıkarsam,
Avuçlarımda nefessiz kalacaklar.

Ve ben...
Sanırım senden sonra duygusuz biri olacağım.

İçimde sana akan, yazın sıcağında serin,
Kışın soğuğunda ılık bir ırmak var, sevdiğim.
Korkuyorum... Ya kurursa?
Ya sönerse göğsümün en ücra yerinde gizlediğim yangınım?

Benim korkularım bu yüzden.
Varlığın, benim çocuk olma sebebim.
Naif, masum elleriyle bir kız çocuğunun çiçek toplaması,
Saçlarına taç yapması kozmosları,
Güneşi görünce solan hindibaları...

Seni severken,
Merdivensiz erişiyorum gökyüzüne,
Hep şemsiyesiz yakalanıyorum varlığına.

Ah!
Senin varlığın, göz alabildiğine naif gelincik tarlaları sevgilim...
Üzülme, dünyanın suçu yok; burası sadece bir mesken.
Öleceğim; o ruhumu alıcı gözlerin,
Bir kere gözlerime değmeden...

Yakasından tutacaksın,
Şöyle bir silkeleyip kendine getireceksin belki...
Ama buna cüretim, sendeki değerim yetmez.

"Beni sevmesen ölürdüm."
Diyen şair ne de haklıymış...
Beni sevmesen ölürdüm!
Beni sevmiyorsun...
Ölüyorum.

Beni sevmiyorsun;
Dikenli kafeslere koyuyorlar,
Kanatlarını kırıyorlar içimdeki kuşların.

Beni sevmediğin için,
Ebu Cehili ilan ediliyorum yeryüzünün.

Oysa sen sevdiğinde,
Çok güzelleşiyorum.
Fotoğraflarda çok güzel çıkıyorum.
Dünyanın en güzel gülüşü bende oluyor.

Bir insan, bir insanın hiçbir şeyi olmayabilir.
Bir insan, bir insanın her şeyi olabilir.
Bir insan, bir insana bir dünya olabilir.
Bir insan, bir insanın şiiri olabilir.

Senin varlığın her şey.
Sen varsan, dün iyi, günler iyi, yarınlar iyi...
Sen varsan,
Dün dindi,
Günler dinç,
Yarınlar berrak...

Ya da bunları boşver...
Tutamıyorum göğsümdeki kuşları,
Her şeyi boşver.

Şiirimde olsun sev beni...
Cebimde bütün bahanelerim bitti!
Şiirimde olsun bari sen yaz bana:
"Nasılsın" de, "seviyorum" de, "iyiyim" de...
Özledim de (!)

Ben yazamıyorum.
Yüreğimin satırlarını dökemiyorum.
Hani bilsen, uçsam kanatlarım yanar;
Dursam, yüreğim zehirle katran...

Kendini çirkin görüyor,
Çünkü bütün güzelliklerini gören gözleri bende kalmış.

Ey, kaburgalarımın altındaki dizginlenemeyen kalbimin yorgun ve uyuşuk ağrısı...

Sevgilim...
Sanki iki nehir arası;
Kavuşturamam boynuna iki yakayı.

Fikrimin zikrime dönüştüğü, sensiz ilerleyen saatler bunlar.
Aşk, önce kendini bulmak, sonra sende tam olmaktır.

Bir hataya düşüp,
Her şeye göğüs gerebilirim sevgilim.
Bu kolay olanı...
Ama ben daha zor olanı seçiyorum:
Hata yapmamak! SANA LAYIK OLMAK.

Kalbimin işkencelerle dolu karanlık odalarını,
Korkunç ızdıraplarını,
Dünya telaşlarımı,
Aydınlatıyor sevda meşalen.

İçimdeki Karun, dönüşüyor iyilik meleğine.
Veriyor bütün külfetini iyiliğe...

Bir adım atarsınız yaşama,
Kafa tutarsınız;
Bir çığlık kopuverir insanın bağrından,
İçine içine doğru...

Sanırsın kalbin çıkacak yerinden,
Sanırsın duracak.
Ya da dünyayı titretecek bir güçte çığlık...
"Tamam," dersin, "bu sefer oldu!"
Bir level daha atladım, başarabilirim!

Lakin sonra, iki nefes arası yine kısır döngü,
Yine intihar...

Senin akıl almaz bir güzelliğin var.
Benim kalbimin de akıl almaz bir yüzsüzlüğü...

Çünkü sen benim gönlüm için,
Bir sır, bir düğümsün.
Upuzun ama vakti saati bilinmeyen bir ömür gibi.

Keşke seni tek tek çözecek bir ömrüm,
Bir imkânım olsaydı...

Karanlık yollardan, kara gecelerde,
Gönlümden kara atlar geçer.

Bir garip çobandır gönlüm ki,
O atları hep umut adlı aydınlığa sürer...

Avuçlarımdan göğe bir beyaz at şahlanır;
Sonra gönül kafesimin kemikleri birden kanatlanır.

Kuşlara açılır yeryüzünün kilidi,
Zeytin dalı davetiyeleri ak güvercinlerin kanadında...

Gözlerim inanmaz gördüğüne,
Kulaklarım ikna olmaz işittiğine...

Sanki bayram gelmiş de şeker toplar çocuklar...

Çünkü bir alaca at daha,
Kan damlar onun gözlerinden;
Yuvasından çıkmış gözleri sevgisizlikten...

Sonra birden bir tufan gelir,
Yutar aniden bedenimi...
İç çeker, dalar uzaklara kan çanak gözleri.

Aslında mevsimlerden bir ayı,
Günlerden İsrafil meleğini,
Vakitlerden akşamı hayal etmişti...

Sadece o an vardı yüreğinde.
Bir mahşer...

Ummuştu kavuşuruz...
Sanmıştı beni sever...
Fakat ölmedi.
Alacak nefesi varmış.
Göğsü durunca belki diner...

Bu şiir sana değil,
İçimdeki kuşlara...

Bir varmış, bir yokmuş...
Çok beyaz lekeli, o iki alaca at,
Ne dünyada ne de mahşerde kavuşamamış...

Bir Serendipçe
Kayıt Tarihi : 25.4.2025 15:29:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!