Ne gelirse sana, senden,
Seni övenlerden gelecek;
Aldanma, kanma,
İnanma başım!
Atalarımız baş için,
Boşuna dememişler:
“Baş ol da, soğan başı ol! ”
Ne başı olursan ol,
İpi başkasının elinde olma.
Sonra, kışkırta kışkırta,
Seni karşıtlarına,
Kurtlara kaptırırlar;
Tutar, “ibreti âlem için” astırırlar.
Süregelen bir oyundur bu,
Bugün başrolü sende.
Oynadığın oyun icabı,
Işıklar içindesin.
Ne “lütfü ilâhidir” bu,
Ne de “nuru ilâhi.”
Üstüne vuran ramp ışıklarıdır,
Dekoru görkemli bir sahnedir bu.
Gel, perde arası,
Dalkavuk alkışlarına,
Paydos de!
Perdeyi indiriver.
Sözün kısası,
Ya oyunu değiştir,
Ya sahneden çekiliver…
Hem, ölüm-kalım arası
Bir perdeye de dokundun.
İşte bu;
“Bir sıçrarsın çekirge”dir.
Ötesi lâf-ı güzaf:
“Ne mucize, ne füsun,”
Kâbe Arap’ın olsun,
Rasattepe bize yeter, de…
Çankaya yolları asvalt,
Çölleri, çıkmazları bırak,
Asfalttan yürü,
Başım!
1959
Rıza BeşerKayıt Tarihi : 24.8.2012 00:52:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!