Gözüm kara bir kibre bulandı saçların öptükçe
Dolandıkça dolandı
Acıyan oldu anlayan olmaz
Çok uzun zamandı
İçimdeki o körpe yan ne yandı...
Kim bilir ne yandı...
Seni çirkinleştiren zamandı
Öyleyse zaman çirkindi
Sen güzeldin
Biz gül bahçesiydik
Acaba neden
Kalbimiz bere
İçimiz suna
İçimiz incinir ayrılıkta
İçimiz saz gibi narin
İkimiz fundalıkta
İkimiz turna
İkimiz aşktan sarhoş zilzurna
Dudağımızdan çıkmadı adı
Onca gözyaşıyla bile
Gözümüzden akmadı ahı
Dondu yüreğimiz taşlaştı
Hasret dolu katarlar geçtiler ûzerimizden
Taşlaştık incinmedik
Bir gül uğruna
Bir çift hülyalı göz uğruna
Söz uğruna
Her sözûnün kenarında saf tutan gamzen uğruna
Leylam
Ömrüm az geldi
Bir şehir her yerinden mi su alır
Însanlar her yerinden mi çaresiz olurlar bazen
Her yerinden mi asılı kalır fikirler
Kovalandıkça inadına istenmediği yürekte
Bir itiraz bu kadar mı bakir kalır
Hükümsüz mü gerçeklerimiz
Hani ki şu çağda
Şu elde şu tarih öncesi diyarda
Taşlanmadan ben bir arzu yazsam
Hilal kondursam tepesine ibriklerin
Düş suyu aksa gözünden
Düştüğû yerde sabaha kadar konuşsak
Ne canın ne cananın
Ne kavganın ne kara sevdanın
Ne suyun çağlayanın
Razı değilim doymam gitsin sicim gibi kaynak su olmaz
Çal duvara narayı
Al eline fırçayı
Ne canın ne cananın
Ne de kavganın
Razı değilim ne suyun doymam ne çağlayanın
Gümbür gümbür gelsin özgürlük misali
Çal yüzüne narayı
Bana sordular sızı mı
Menfaat mi istersin
Yani vebali benim
Sızlayan yüreğimin
Güzel salınıp gel çaydan aşağı
Kanlı çağıl akar gözden aşağı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!